kanser etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kanser etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mart 2021 Pazartesi

Mikrodalga Fırın Kullanmak Gerçekten Zararlı mıdır?



Son verilere göre insan sağlığına doğru kullanıldığı sürece fırının bozuk olmaması önemli hiç bir zararı olmadığı doğrultusunda. Mikrodalga fırın kullanmak gerçekten zararlı mıdır? Bir kase çorbanın 30 saniye içerisinde döne döne nasıl da hızlı bir şekilde ısındığını ilk defa gördüğümüzde çok şaşırmıştık. Bu ışıklar ve garip sesler çıkaran ‘’radyasyonlu’’ cihaz, pratik ve hızlı olmasıyla bizi cezbetse de uzun süre evlerimize giremedi. Mikrodalga fırınlar ile yapılan pratik yemekler de bu gerçeği değiştiremedi. Günümüzde özellikle Amerikalıların çokça kullandığı mikrodalga fırınlar, sağlığa zararlı ve kanserojen olabileceği konusunda birçok tartışmalara yol açtı. Bazı insanlar mikrodalga fırınları çok sevdi, baş tacı yaptı.

Diğer yandan bir o kadar karşıt görüşlü insan da sağlığa zararlı olabilir endişesiyle hiç kullanmadı. Bu konuyu bilimsel yönleriyle ele alıp, sizin için araştırdık. Mikrodalga fırın nasıl çalışır? Mikrodalga fırının içerisinde ‘’Magnetorn’’ adı verilen bir parça bulunur. Bu parça, 60 Hz’lik enerjiyi mikro dalgalara dönüştürür.
Bu dalgaların hedefi ise fırının içerisine koyduğunuz su molekülleridir. Bu mikro dalgalar su moleküllerini titreştirerek yemeğinizi hızlıca ısıtır. Burada önemli olan mikrodalga fırına konulacak yiyeceklerin su içeriyor olmasına dikkat etmek, bazen de su ilave etmektir.
Çünkü mikro dalgalar su içermeyen maddeleri es geçer. Cam kase içerisine koyduğunuz yiyeceğin üzerinden dumanlar çıkarken, kasenin hiç ısınmamış olmasının sebebi budur.
Camda su olmamasından dolayı mikro dalgalar kasenizi etkilemez. Mikrodalga fırınlar kansere yol açar mı? Bu konuda iki farklı görüş var. Mikrodalga fırınların kansere yol açarak sağlığa zararlı olduğunu iddia edenler, mikro dalgaların yiyeceklerdeki besin değerlerini oldukça azalttığını iddia ediyor.
Böylece vücudumuza aldığımız vitaminlerin değeri bozuk veya değişmiş oluyor. Bir diğer önemli nokta da plastik kapları hiçbir şekilde mikrodalga fırınlara koymamak. Yüksek ısı yüzünden plastik maddelerde bulunan BPA açığa çıkıyor ki bu kansere yol açan bir madde. Her ne kadar bazı plastik kaplar mikrodalga fırınlarla uyumlu etiketi taşısa da, bu kapların bile güvenilir olmadığı yaygın görüşler arasında.
 İsviçre’de yapılan klinik bir araştırmaya göre, mikrodalga fırında ısıtılmış/pişmiş süt ürünleri ve sebzeleri tüketen kişilerin kan basıncında ve kalp atışlarında değişimler görülmüş. Bunun sebebi de aslında insan sağlığı üzerinde gözle görülür zararı olmayan, iyonize olmayan radyasyon.
 Mikrodalga fırınlar gerçekten zararlı mı? İngiltere’deki Kanser Araştırmaları Merkezi ise mikrodalga fırınların hiçbir şekilde kansere yol açmadığını savunanlar arasında. Tüketicilerin bu cihazları kullanmadan önce kullanma talimatlarını çok iyi okuduğu ve uyguladığı sürece zarar görmeyeceklerini iddia ediyorlar.
Mikrodalga fırınlardan yayılan radyasyonun insanı etkilemeyecek kadar az olduğu için bir tehlike oluşturmadığını bu yüzden tek yapmak gerekenin kapağı kapalı ve güvenli şekilde çalıştırmak olduğunu söylüyorlar.
 Mikrodalga fırınlardan çok etrafımızda radyasyona maruz kalmamızı sağlayan daha fazla etken var. Bilgisayar ekranları, cep telefonları ve hatta güneş. Siz hangi görüştesiniz veya mikrodalga fırın kullanıyor musunuz bilmiyoruz ama pratikliğiyle mutfak alışkanlıklarımızı değiştirdiği kesin

7 Aralık 2016 Çarşamba

Kombu Çayı Nasıl Yapılır



Kombu çayını duyanınız var mı? Bir doktor arkadaşım önerdi bana, hatta ilk mantarı o getirdi bana sağ olsun. Doktor önerisi olunca hemen yaptım, yaptıktan sonrada biraz araştırma yapmak istedim. Zaten arkadaşım verirken faydaları saymakla bitmez dedi. Alerji bünyeli olduğum için bana önermişti. Araştırmalarım sayesinde öğrendim ki gerçekten çok faydalı bir çay. Doğu Asya'da ortaya çıkmış tarihi bilinmemekte ancak, 19. yüzyılda yavaş yavaş Dünya'ya yayılmaya başlamış. Çayın içeriği bakteri ve mayalardan oluşmakta. Sürekli üreme eğilimi gösteren mantarı çay ve şekerden oluşan besleyici bir solüsyonun içinde tutmanız gerekiyor.
Gelelim bu çayın ne işe yaradığına:
Ömrü uzattığı söylenmekte
Deri üzerinde oluşan yaraların çabuk iyileşmesini sağlar
Tıpkı candida gibi mantar türü enfeksiyonlarda vücudunuzun savaşmasına yardımcıdır.
Menepozdaki kadınlar için iyi geldiği söylenmekte.
İçeriğindeki antivirütik ve antibiyotikler sayesinde, sık iltihabik sorun yaşayanlar için faydalı.
Sağlıklı pH dengesi kurar
Kan dolaşımına faydası vardır
Kalp ritmini düzenler
Kan şekerini sabitler.
Astımda, krizlerini giderir ve tedavi eder
Alerji bünyeli kişilerin alerjilerini azaltır zaman içinde tamamen gitmesini sağlar
Kanser hastalığına yakalanma riskinizi en aza indirir.
Serbest radikallerle savaşır, içeriğinde bulunan, Antioksidant nedeniyle.
Kombu çayı, ciltteki kahve rengi lekelere ve çillere iyi gelmektedir, kırışıklıklara da iyi geldiği söylenmektedir. Deriyi nemlendiri etkisi büyük orandadır. İçerek faydasını görebiliriz ama dilerseniz sürekli üreyen bir şey olduğu için elinizde eğer fazla mantar var ise blenderdan geçirilerek harika bir cilt bakım kremi elde edebilirsiniz. 
Harika bir antibakteriyel tabaka sağlamak isterseniz, spreyle ellerinize sıkabilirsiniz.
Hücre duvarının yeniden oluşumunu sağlar.

Kombu Çayı Nasıl Yapılır

3 kilo su çeşme suyu olmamalı, 3 kilo suyu bir tencereye alalım ocağın üzerine oturtalım tencereyi. Suyu kaynatalım, kaynayan suyun içine 1'5 su bardağı şekeri ilave edelim ve beş dakika daha kaynatılır. Ocağın üzerinden tencereyi alalım  ve üzerine 10 poşet cay ilave edilir demlenmeye bırakılır. 15 dakika sonra çayları içinden alalım, tahta kaşık kullanmamalısınız. Artık çayın hafif ılınmasını beklemek zorundayız, ılıkla soğuk arasına gelince bir cam kavanoz veya porselen bir kaba çayı alalım. Mantarı düz tarafı üste gelecek şekilde koyalım ve ağzını kağıt havlu ile kapatalım ve ağzına lastik geçirelim. Bir hafta bekletelim güneş ışığı almayan bir yerde. İçmede sınır tanımıyorum ben ama günde iki defa mutlaka çayını içiyorum. İçerken de hiç zorlanmayacağınız bir lezzeti var.




 

6 Aralık 2016 Salı

Boşuna Cennet Hurması Denmiyor

Bu çok faydalı meyvenin maske ve nelere iyi geldiğini bir başlık altında toplamak istedim. Bir kadın olarak önce maskeden başlamak istedim. Sıkılaştırıcı ve gençleştirici özelliği olduğunu duyunca neden maskeyi öne aldığımı anlamışsınızdır. 😉Aynı zamanda cildinizin protein, vitamin ve mineral ihtiyacını karşılıyor. Yazı başlığım gibi "Boşuna Cennet Hurması Denmiyor" Tam da mevsimi, şifalı faydalarından bol bol istifade edelim.
Cennet hurmasından, sıkılaştırıcı ve gençleştirici maske tarifinin malzeme listesi
1 tane cennet hurması (küçük boy) Cildimizin vitamin, protein ve mineral dengesi için
1 tane yumurta akı, sıkılaştırma özelliği var.
1 çorba kaşığı, pekmez (üzüm) antioksidan özelliği var.
1 çorba kaşığı yulaf unu protein ve mineral dengesi için
Maskenin hazırlanışı:
Bir cam kasede kabuğunu soyduğunuz cennet hurmasını püre haline getirelim. Daha sonra üzerine diğer malzemeleri ilave edelim ve çok iyi bir şekilde karıştıralım. Karışım krem haline gelmeli, krem haline gelen maskeyi temiz olan cildimize sürelim ve yirmi dakika bekletelim. Daha sonra ılık su ile yıkayalım. Eğer yüzünüzde sivilce varsa bu maske sizin için uygun değil. Ama sivilce olmayan tüm ciltler için uygun bir maske. Ben haftada bir gün yapıyorum, bu maske havalar soğuk olduğu zaman soğuktan etkilenen dudak ve eller içinde ideal.
Cennet Hurmasının Şifalı Etkileri
Doğal protein, vitamin ve minaral kaynağıdır.
Özellikle kış günlerinde yardımcı bir etkendir, yağ ve karbonhidrat bakımından çok zengin olması özelliğinden. Soğuk algınlığı içinde birebirdir.
Zengin vitamin, mineral ve proteinden dolayı, saçlarda ve ciltte değişim yaratıyor.
Kansızlığa iyi geliyor
İştah açma özelliği var, kilo alamıyorum diyenler için harika.
Kalp ve damar hastalıklarına iyi geliyor
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, dolayısı ile kansere karşı kalkan görevi görüyor.

21 Kasım 2016 Pazartesi

Acılı Babanın, Yürek Burkan Sözleri

Geçtiğimiz günlerde hazırlamıştık bu yazımızı, kanserli kızının evre evre resimlerini paylaşmıştı bir baba. Amacının herkesi kansere karşı bilinçlenmesini sağlamak demişti. Doktorlar çok fazla vakti kalmadı demişti, evet acı son dün yaşandı…
Acılı baba, kızının ölümü ardından yürek burkan bir yazı paylaştı. Okuyanlar aynı acıyı yüreklerinin derinliklerinde hissetti.
“Sabah 7’de kaybettik biricik kızımı. Dün gece sonunda onu kollarımla sarmama izin verdi. Kocaman sarıldık birbirimize. Onu ne kadar çok sevdiğimi anlattım. Gözlerini kapayıp, uykuya dalmasını ve gittiği yerden korkmamasını söyledim; bütün yüzünü defalarca öptüm. …”  

Kanserli kızın son arzusu sosyal medyayı salladı;


İleri derecede ölümcül kansere yakalanan 4 yaşındaki Jessica yürekleri burkan fotoğrafı sosyal medyada viral kampanya haline geldi. One Direction Harry Styles küçük kızın hayatındaki son arzusunu yerine getirecek.
Küçük kızın babası Andy Whelan’ on geçtiğimiz gün pazar paylaşmış olduğu dramatik görüntülü fotoğraf Facebook’ta 10 bin defa paylaşıldı....DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

17 Kasım 2016 Perşembe

Kestanenin Faydaları Nelerdir?

Harika bir lezzet olan Kestanenin sağlık açısından bir çok faydalı yönleri varmış. Okudukça hadi canım dedim, zaten çok sevdiğim bir yemiştir. Artık daha da fazla yemeğe dikkat edeceğim, en azından evime haftanın 2 günü girmesini sağlayacağım. Hastalığa karşı koruma sağlar ve ayrıca diyet içinde birebir yemiş türüdür . Buyurun beraber bakalım kestanenin faydalarına..
Vücuttaki yüksek ateşin düşmesine yardımcı olur.
Strese de birebirdir, sakinleştirir.
Hücrelerdeki yaşlanmaya karşı savaş açar. Erken yaşlanmayı engeller.
 özelliği vardır. Vücuttaki toksinlerden arındırır.
Mideye karşı faydaları vardır.
İçinde yüksek miktarsa selenyum B1,B2, ve ayrıca E vitaminleri barındırır.
Beyin için çok iyi faydası vardır. Unutkanlıktan kaynaklanan alzheimer önler.
Kolesterol düzenlemede yardımcı olur.
İshale iyi gelir.
Günümüzün hastalığı kanserin önlenmesine yardımcı olur. Özellikle akciğer kanserine iyi gelir.
Kan basıncının düşürülmesine iyi gelir.
Kansızlığa anemiye önlemede yardımcı olur.
Tok tutan özelliği sayesinde sık şekilde yemek yeme hissini azaltır.
Bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu şekilde hastalığa yakalanma riski azalmış olur.
Kalp hastalığına yakalanma riskini azaltır kalbin dostudur.
İçindeki selenyum sayesinde prostat kanseriyle mücadele eder....DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Bir Kadının Yaşamından Kesitler



Kadın gençti ama gözleri zaman zaman yaşlı insanların gözleri gibi bakıyordu. Okulda karşılaşırdık ara sıra, ayak üstü havadan sudan konuşur yolumuza devam ederdik. Neşeli kahkahaları bazen bana acı bir çığlık gibi gelirdi. Yapma derdim kendime kahkaha kahkahadır, neden bir anlam çıkarmaya çalışıyorsun. Zaman içinde ayak üstü sohbetlerimiz hadi bir kahve içelime döndü. Tabi bende o duygu devam ediyor kahkahanın ardında ki çığlık, bastırılmış çığlık.  Zaman zaman gözlerinde yakaladığım o kara bulutlar. Bir gün kahve sohbetimizde babasının rahatsızlığından bahsetti ertesi gün çocuğu okula getiremiyeceğinden bir kaç gün görüşemiyeceğiz dedi. Şu molaları çok arayacağım dedi ve o genç kadın gitmişti yerine adeta bir enkaz vardı karşımda. Ben pat diye sordum içinde ki acıyı bana anlat dedim. Ne olur onun seni zehirlemesine izin verme anlat. Sanki yıllardır bu sözü bekliyormuş gibi anlatmaya başladı. 

Bir kadının yaşamından kesitler ;

Boğazımda düğümlenen sözlerime ilk önce Polyana olmaktan bıktım diyerek başlıyorum . Neden mi ? Çocuklarımın dünyaya geldiği gün hariç hiç bir zaman mutlu olamadım . Çocukluğum çok iyi geçmedi benim memur çocuğu ve dört kardeşten oluşan bir ailem vardı. Annem gariban sessiz bir kadındı. Ezilmiş baskıcı tutumun altında esir edilmiş garibanın biriydi. Canım annem ... Çok iyi şartlarda büyümedik biz babamın gücünün yettiği yere kadar ama mutluyduk azda olsa mutluyduk belkide çocuk aklıyla farketmiyorduk . Annem babamdan sürekli dayak yer ezilir hakaretlere maruz kalırdı. Ne kadar mutlu olduğumuz siz tahmin edin artık, bizde kendi çabalarımızla anneme destek olurduk . Çocuktuk bilemiyor farkına varamıyorduk bazı şeylerin.. Bir kadının ihanete uğraması ezilmesi dayak yemesi hakarete maruz kalması ne demekti bilemiyordum . Annem dayak yerken ağlıyor ardından oyuna dalıp gülüyordum. Şimdi ki aklım olsa çeker anamı alır giderdim . Neden mi annem olsa güçlü olurdum . Hep bu düşünce vardı beynimde 38 yaşındayım ama hala bu düşünce beynimin bir köşesinde . Çocukluk hayatım böyle geçti beni o yıllarda en çok istediğim şey okumaktı ama olmadı o zamandan belliydi belki istediğim herşeyin olmayacağı yarı şanssızım diyorum kendime .. Evet evet öyle yıllar böyle geçti ev kızıydım artık. Taki annemin kanser olduğunu öğrenene kadar işte o gün bir yetişkin oldum ve annemin yaslandığı duvarı oldum . Annem babam bize sevgisini belli etmezdi hiç öpmezlerdi bizi .. Oysa ben şimdi çocuklarımı çok öpüyorum intikam alırcasına . Evet annem kanserdi göğüs kanseri öğrendiği gün kağıtları ağlayarak önümüze attı . Bilemedim yine aklım sarmıyordu ne demekti kanser ilaçla geçmez miydi? Annemi İstanbul Şişli Etfal hastanesine gönderdiler orada ameliyat oldu . Çok zor günlerdi annemi tek başıma ben bekliyordum . Ona sahip çıkıyordum . Evet ben güçlüydüm ama nereye kadar . ? Annem hastalık dönemince hastalıktan çekmediğini yokluktan çekti imkan yoktu baba bırakıp gitmişti kardeşlerime ve anneme sahip çıkmak zorundaydım yaptım başardım . Nişanlandım sevdiğim insanla çok mutluydum belkide kurtuluştu üzerimdeki yükü alacaktı . Hep bir umuttu benimkisi belkide ağırdı yüküm. İlk defa dedim ben birşey yapmadan benim için mücadele eden biri vardı anneme bana kardeşlerime sahip çıkıyordu. Düğünüme 6 ay kala annemi kaybettim göremedi beni gelinlikler içinde kızım giderse evimin çatısı gider diyen annem beni bırakıp gitmişti. Beni yalnız bırakmıştı. Böyle anlaşmamıştık . Torunlarını sevecekti ben ona bakacaktım. Taktiri ilahi dedim. İçime attım. Acısı hala içimde . Allah başka dert vermesin dedim ve sığındım Rabbime . Neyse öyle böyle bir düğün oldu kimine göre güzel kimine göre kötüydü . Benim hiç kimsem yoktu ailem dışında bir iki ufak akraba işte . Olsun yalnız değildim dert etmedim yeni bir sayfa açacağım dedim . Hep bir umut hep bir umut ... bir Kız ve bir oğlan iki tane evlat verdi Allah'a bana Şükür 🙏 

İşte ben hayatımda iki kere mutlu oldum çocuklarımın doğduğu gün ....

Neyse asıl mesele ben yaşadığım ve yaşayacağım herşeye verdiğine vermediğine sürekli şükür eden birisiyim ama mutsuzum insanları mutlu etmek adına ben hep mutsuz oldum kaybettiklerim oldu yitirdiklerim oldu gelenler oldu gidenler oldu hayatın rutin kuralları acımasızca işledi . Ben yılmadım hep güçlü gözüktüm . Biriside çıkıp demedi ki bu taştan yapılmadı buda insan anlayanım yürekten dinleyenim olmadı hep ben dinledim hep ben teselli ettim .. hep ben hep ben ..
Ne yapmalıydım hiç kestiremedim şimdi beni dinleyen anlayan bir kişi yok...
Hikayesinde hepimizi buldum,..