yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
29 Mart 2021 Pazartesi
Mikrodalga Fırın Kullanmak Gerçekten Zararlı mıdır?
Son verilere göre insan sağlığına doğru kullanıldığı sürece fırının bozuk olmaması önemli hiç bir zararı olmadığı doğrultusunda. Mikrodalga fırın kullanmak gerçekten zararlı mıdır? Bir kase çorbanın 30 saniye içerisinde döne döne nasıl da hızlı bir şekilde ısındığını ilk defa gördüğümüzde çok şaşırmıştık. Bu ışıklar ve garip sesler çıkaran ‘’radyasyonlu’’ cihaz, pratik ve hızlı olmasıyla bizi cezbetse de uzun süre evlerimize giremedi. Mikrodalga fırınlar ile yapılan pratik yemekler de bu gerçeği değiştiremedi. Günümüzde özellikle Amerikalıların çokça kullandığı mikrodalga fırınlar, sağlığa zararlı ve kanserojen olabileceği konusunda birçok tartışmalara yol açtı. Bazı insanlar mikrodalga fırınları çok sevdi, baş tacı yaptı.
Diğer yandan bir o kadar karşıt görüşlü insan da sağlığa zararlı olabilir endişesiyle hiç kullanmadı. Bu konuyu bilimsel yönleriyle ele alıp, sizin için araştırdık. Mikrodalga fırın nasıl çalışır? Mikrodalga fırının içerisinde ‘’Magnetorn’’ adı verilen bir parça bulunur. Bu parça, 60 Hz’lik enerjiyi mikro dalgalara dönüştürür.
Bu dalgaların hedefi ise fırının içerisine koyduğunuz su molekülleridir. Bu mikro dalgalar su moleküllerini titreştirerek yemeğinizi hızlıca ısıtır. Burada önemli olan mikrodalga fırına konulacak yiyeceklerin su içeriyor olmasına dikkat etmek, bazen de su ilave etmektir.
Çünkü mikro dalgalar su içermeyen maddeleri es geçer. Cam kase içerisine koyduğunuz yiyeceğin üzerinden dumanlar çıkarken, kasenin hiç ısınmamış olmasının sebebi budur.
Camda su olmamasından dolayı mikro dalgalar kasenizi etkilemez. Mikrodalga fırınlar kansere yol açar mı? Bu konuda iki farklı görüş var. Mikrodalga fırınların kansere yol açarak sağlığa zararlı olduğunu iddia edenler, mikro dalgaların yiyeceklerdeki besin değerlerini oldukça azalttığını iddia ediyor.
Böylece vücudumuza aldığımız vitaminlerin değeri bozuk veya değişmiş oluyor. Bir diğer önemli nokta da plastik kapları hiçbir şekilde mikrodalga fırınlara koymamak. Yüksek ısı yüzünden plastik maddelerde bulunan BPA açığa çıkıyor ki bu kansere yol açan bir madde. Her ne kadar bazı plastik kaplar mikrodalga fırınlarla uyumlu etiketi taşısa da, bu kapların bile güvenilir olmadığı yaygın görüşler arasında.
İsviçre’de yapılan klinik bir araştırmaya göre, mikrodalga fırında ısıtılmış/pişmiş süt ürünleri ve sebzeleri tüketen kişilerin kan basıncında ve kalp atışlarında değişimler görülmüş. Bunun sebebi de aslında insan sağlığı üzerinde gözle görülür zararı olmayan, iyonize olmayan radyasyon.
Mikrodalga fırınlar gerçekten zararlı mı? İngiltere’deki Kanser Araştırmaları Merkezi ise mikrodalga fırınların hiçbir şekilde kansere yol açmadığını savunanlar arasında. Tüketicilerin bu cihazları kullanmadan önce kullanma talimatlarını çok iyi okuduğu ve uyguladığı sürece zarar görmeyeceklerini iddia ediyorlar.
Mikrodalga fırınlardan yayılan radyasyonun insanı etkilemeyecek kadar az olduğu için bir tehlike oluşturmadığını bu yüzden tek yapmak gerekenin kapağı kapalı ve güvenli şekilde çalıştırmak olduğunu söylüyorlar.
Mikrodalga fırınlardan çok etrafımızda radyasyona maruz kalmamızı sağlayan daha fazla etken var. Bilgisayar ekranları, cep telefonları ve hatta güneş. Siz hangi görüştesiniz veya mikrodalga fırın kullanıyor musunuz bilmiyoruz ama pratikliğiyle mutfak alışkanlıklarımızı değiştirdiği kesin
26 Mart 2021 Cuma
Şifa Kaynağı Gıdalar
LİMON
Şifa kaynağı olan narenciyemiz limon yüksek miktarda magnezyum içerir ve metabolizmayı hızlandırır.
YOĞURT
Geçmişten günümüze bir Türk besini olan yoğurdun faydaları saymakla bitmez. Barsak da ki faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlayan yoğurt aynı zamanda vücuda serinletici bir etki sağlar. Fakat marketten aldığınız yoğurt sağlık açısından oldukça tehlikelidir. Emin olun market yoğurdu yerine hiç yoğurt tüketmemeniz daha sağlıklı olacaktır. Size önerim günlük süt ile kendi yoğurdunuzu evinizde mayalamanız olacak. İnanın birkaç sefer de yoğurt yapmanız çok daha kolay olacak.
CEVİZ ve İNCİR
Kurban’da adı geçen incir adeta bir şifa kaynağıdır. Hem ceviz hem de incir vücut için gerekli birçok yararlı mineraller bakımından oldukça zengindir.
KAYISI
Beta karoten açısından oldukça zengin bir meyve olan kaysı barsakları yumuşattığı için sindirim sistemi açısından da oldukça faydalı bir besindir. Ayrıca kayısı kemik sağlığı için gerekli olan mineral ve vitaminler içerir.
ELMA
Özellikle şeker hastalarına önerilen bir meyve olan elma insülin hormonu dengeleyen ve kan şekerinin düzene girmesini sağlar.
ENGİNAR
Halk arasında en bilinen faydası karaciğeri temizlemesidir. Sindirimi yağ yakımını hızlandıran enginar meyvesi aynı zamanda günlük c vitaminin yaklaşık yüzde yirmisini karşılar.
KIRMIZI LAHANA
Sindirim için oldukça faydalı olan lahana aynı zamanda yüksek miktarda C vitamini içerir.
KARPUZ
Yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi karpuz sıvı kaybolması azaltır hem de böbrekleri temizler.
KEREVİZ
Düşük kalorili besinler arasında yer alan kereviz sinir ve sindirim sistemi sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Ayrıca eklem ağrıları başta olmak üzere romatizmal ağrıları da azalttığı söylenmekte.
NANE
Tüm sindirim sistemleri ve şişkinlik rahatsızlıklarında naneyi kullanabilirsiniz.
SARIMSAK
İşte yine bir mucizevi besin sarımsağın faydaları ile sizlerleyiz. Antibiyotik etkisi yaratan sarımsak aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir, Vücuttaki zararlı bakterileri ve virüsleri etkisiz hale getirir.
Zencefil
İyi bir antioksidan olan zencefil aynı zamanda kanın temiz kalmasını sağlar. Zencefil soğuk algınlıklarından tutunda çağımızın hastalığı kansere kadar bir çok hastalığa karşı kullanılmakta. Özellikle uzmanlar son yıllarda zencefili destekleyici tedavi olarak tavsiye etmekte. Tabi ki doktor tavsiyesi ile kullanmak kaydı ile.
Brokoli
İçindeki B vitamini ile sinirleri güçlendiren brokoli sebzesi aynı zamanda vücudun demir ihtiyacını karşılayan mucizevi bir sebzedir. Aynı zamanda
25 Mart 2021 Perşembe
Kabızlık ve Kurtulma Yolları
1-Günde en az iki porsiyon meyve tüketin. Ama meyveyi kabuklarını soyarak değil kabukları ile tüketmeniz uzmanlar tarafından şiddetle önerilmektedir.
2-Gün içersinde mutlaka lifli ve posalı besinler tüketmeye dikkat ediniz.
3-Hem kabızlık için hemde sağlıklı bir yaşam için probiyotikli yoğut ve kefiri mutlaka beslenme listenize ekleyin.
4-Yatmadan önce 1 yemek kaşığı ev yoğurdu içine 2 çay kaşığı keten tohtumu ve pul biber (1 çay kaşığı) ekleyerek tükettiğiniz taktirde kabızlık sorununuzu azaltabilirsiniz.
5-Günlük öğün listenizde en az bir öğün sebze yemeği yapın.
6-Sofranızda salataya ve yeşilliklere yer açın.
7-Her öğünde ( sabah, öylen, akşam) yemekten en az on dakika önce mutlaka 2 bardak su için.
8-Kuru baklagiller kabızlık için tüketilmesi gereken besinler arasında yer alır.
9-Beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek tüketin.
10-Uzmanlar günlük en az iki litre su tüketmemiz gerektiğini söylememektedir. Kabızlık sorunu yaşayan kişilerde bu oran üç litredir.
11-Magnezyum ihtiyacınızı doğal yollardan sağlayın. Örneğin maden suyu, fındık gibi besinler ile takviyede bulunabilirsiniz.
12-Klasik çay yerine yeşil çay, rezene ve papatya çayını tercih ediniz.
13-Yürüyüş sağlıklı zayıflama ve diyet programında önerilmektedir; fakat kabızlık içinde yürüyüş ve egzersiz özelliklede karın egzersizi önerilmektedir.
14-Kabızlık sorunu için her gün tuvaletiniz olmasa bile ıkınarak tuvalette bir müddet beklemeliyiz.
Evet sevgili takipçimiz bugün kabızlık sorunu için sizlere oldukça faydalı olacağını düşündüğüm maddeleri bir araya getirdim. Eğer tüm uğraşlarınıza rağmen kabızlık sorununuzdan kurtulamıyorsanız mutla ama mutlaka bir uzman yardımı alın derim hoşçakalın.
24 Mart 2021 Çarşamba
Osmanlı'nın En Kudretli Kadınları!
Hürrem Sultan
İlgi çekici hayatıyla birçok film ve dizilere konu olan Hürrem Sultan, Osmanlı tarihinde nikah yapmış tek sultandır. Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan önceki nikahsız eşi Mahidevran Sultan'ı kıydığı bu nikahla arka plana atmıştır. Hürrem Sultan, padişahın yanında danışman olarak devlet işlerine destekte bulunmuştur.
Mihrimah Sultan
Kanuni'nin Hürrem Sultan'dan olma kızı Mihrimah Sultan yaşamı boyunca devlet işlerinde çok söz sahibi oldu. 17 yaşındayken Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa'yla evlendi ve Rüstem Paşa bu evlilikten sonra sadrazam oldu.Kendisine derin bir aşk duyduğu söylenen Mimar Sinan, adına Edinekapı'da cami, çeşme, hamam ve medreseden oluşan Mihrimah Sultan Camii ve külliyesini yapmıştır.
Haseki Afife Nurbanu Sultan
Haseki Afife Nurbanu Sultan, II. Selim'in eşidir. Mihrimah Sultan'ın ölümünden sonra kendisi güçlenmiş ve söz sahibi olmuştur. O dönem devlete Venedik yanlısı politikalar uygulatmıştır. Bunun sebebi ise kendisinin Venedik asıllı olmasıdır. Uygulattığı bu politika, Osmanlı ile Venedik arasında uzun süren bir barış dönemi yaşanmasını sağlamıştır.
Haseki Safiye Valide Sultan
II. Murad'ın eşi olan Haseki Safiye Valide Sultan, eşinin padişahlığının ilk dönemlerinde Nurbanu Sultan ile birtakım sorunlar yaşamış, ancak Nurbanu Sultan'ın vefatından sonra bu sıkıntıları aşarak kendisini güçlendirmiştir.
Devlet işlerinde söz sahibi olan Valide Sultan, oğlu III. Mehmet'in padişahlık döneminde de baskındır. Bu dönemde Avrupa'ya yönelen Haseki Safiye Valide Sultan, İngiltere kraliçesi I. Elizabeth ile mektuplaşmıştır. Taht mücadelelerinin yaşandığı bu dönemde Valide Sultan'ın torunu Şehzade Murat sarayda boğularak öldürülmüştür.
Haseki Turhan Hatice Valide Sultan
IV. Mehmet 'in annesi olan Haseki Turhan Hatice Valide Sultan, Kösem Sultan'ın geliniydi ve o dönemde Kösem Sultan'ın en büyük rakibiydi. Taht mücadelesi burada da devreye girmiştir. Kösem Sultan, Turhan Sultan'ın gücünü yok etmek için IV. Mehmet'i tahttan indirmeye çalışmıştır. Bu girişimden haberdar olan Turhan Sultan destekçileri Kösem Sultan öldürüldü. Kıyasııya rekabet ise böylelikle son bularak güç Turhan Sultan'ın eline geçmiştir. Göreve Köprülü Mehmet Paşa'yı getirdikten sonra kadınların saltanatı son bulur...
Sizce Makyaj 💄 Yapan Kadınlarla Yapmayanları Ayıran Şeyler Neler?
Eğlenceli ve bilime oturtulmuş bir makale.
Günlük yaşamda makyaj yapmanın toplum içindeki değeri fazlasıyla değişken makyaj insanın en sade haliyle kendisini olduğundan farklı şekilde gösterme eylemidir.
Pekala makyaj yapan ve yapmayan kadınların arasındaki ayırım nedir?
Bilim dünyasının tespitlerine şaşıracak kadar ilginç .. Japonya'nın ünlü bilim adamlarından olan Dr. Ken Mogi ünlü kozmetik firması ile ortak araştırmasıyla çok tuhaf ve ilginç tartışmanın fitilini ateşlemiş oldu. 2014 yılında yayınlanmış olan. Araştırmanın sonuçlarına göre makyajın kadınlar üzerinde ve beyninde karma karışık işlemler yaratması bir gerçek . Şu şekilde ki resimlerimiz de makyajsız bir kadın ile aynada yansımasına bakmış olduğunu görüyoruz.
Bu demek ki beynin " kendini ödüllendirmelisin " mesajını verdiği. Bu şekilde beynin bu bölümü harekete geçmiş oluyor. Caudate Nucleus ismi verilen beynimizin bu kısmı kadınların beklentilerinin oluşmasına yol açmakta. Bu beklentilerin sonu ise kısa bir süre sonra eyleme geçmeye yerini bırakıyor. Ardından ise yerini hırs duygusu alıyor. Bu geçiş evresinde kadınların kendisini makyaj yapmaya ikna etmesine bir süreç olarak değerlendiriliyor. Diğer resimde ise kadının aynaya baktığında beyninde oluşan aktiveleri göreceksiniz. Dr. Mogi raporlarını bir kademe öteye taşıyor ve başka insanların makyajlı ve makyajsız kadına bakış açılarındaki ne şekilde tepkiler verdiklerini inceliyor. Her zaman makyajlı kadınlar çevredeki insanlar tarafından daha çok seviliyorlar. Bunun nedeni güzel göründükleri için değil toplumdaki yerleşen önyargı sebebinden dolayı makyajlı kadın iletişime açık görüşlü görünüyor.
Bu da insanda hakim bir kanıya varılmış. Makyaj yapan bir kadının kendisi için makyaj yaptığı değil çevre için başkaları için yaptığı görüşleri yerleşmiştir kafaya ve bu sebepten dolayı makyaj yapmayan kadının iletişim için kapalı olduğu düşünülüyor.
Peki bu düşünce be kadar doğrudur ? Bangor ve Aberdeen üniversitesinde ortak şekilde yapılan bir çalışma yürütüldü. Dr. Mogi nin yaptığı tezini masaya yatırdırlar. 44 tane kadın deneğine ihtiyaçları olan bütün makyaj malzemeleri verildi ve gece dışarı çıkarken yapılabilecek makyajı yapmaları istendi. Kadınların hem makyajlı hemde makyajsız pozları çekildi . Ve kadınların bu pozları daha önce bu kadınlarla hiç tanışmamış erkeklere verildi. Sonuç çok net ve ilginç şekilde Dr. Mogiyi hakkı çıkarttı.
Bunun ardından ikinci bir test yapıldı . Üç tane ayrı şekilde kadınların az makyajlı az makyajsız vede çok makyajlı pozları hem erkeklere hemde kadınlara sunuldu. Öncelik erkekler kadınlara oranla fazla makyajsız kadınları tercih ettiği ve kadın ve erkek grubunun da az makyajlı kadınları tercih ettikleri ortaya çıkartıldı.
Anlaşılan Dr. Mogi haklı çıkmış oldu ancak çok fazla makyajlı kadın çok tercih edilen kadın olmak anlamını taşımıyordu. Dr. Ken Mogi' ye göre kadının beyni makyajsız haline katlanabilmek için dopamin salgılamak zorunda kalıyor. Anlayacağınız kadın mutluluk hormonlarına gereksinim duyuyor.
Bir kadın makyaj yapıyorsa beynin salgılamış olduğu dopamin yeterli olmuyor. Ayrıca bu durum kendisiyle barışık olmayan kişilerdede görülen bir durum. Kanebo kozmetik araştırmacılarından Keishi Saruwatari açıklamasında makyaj yapmayan kadınlardan korkun diyor. Çok ilginç... Diğer yandan bilimsel çalışma ve araştırmalara göre makyaj yapmayan hallerini gördüğünde bu durum ile baş edebilen kadınların beyinleri fazlasıyla farklı şekillerde açılımlar yapabiliyor. Araştırmacılara göre işte olsun sporda olsun yada herhangi bir alanda karşı rakibiniz makyaj yapmamış bir kadınsa eğer biliniz ki o kadın hedefine kilitlenmiş bir kaplan gibidir. Anlaşıldığı gibi bir anlamda özgür bırakılmıştır. Beynini kendisi ile alakalı kaygılardan arındırmış olduğundan farklı şekillerde açılımlar yapabilir. Ne desek şimdi bilemedim çevremizde görüyoruz her gün suratını makyaj bombardımına tutarak ofisine okuluna sokaklarda görüyoruz kadınlarımızı. Birde bakıyoruz ki yüzünü boya ile dolduran kadın birden en şade haliyle toplum içine çıkmaya başlıyor. Korkmak mı lazım şimdi o kadından yorumu size bırakıyoruz .
23 Mart 2021 Salı
Uyku Sorunu, Zeki İnsanların Lanetidir..
Gece geç yatsanız da gündüz geç kalktığınız halde bir türlü uykunuz alamıyorsunuz.
Sürekli uykusuz ve sersem bir halde dolaşıyor ve çok sınırlı oluyorsunuz. Tüm bu soruların cevabını sizlerle birlikte bende öğreneceğim. Uzmanlara göre doğru saat diliminde uyumanın uykunu kalitesini arttırdığı kanıtlanmış. Tüm bu olumsuzlukları sebebinin hangi vakitte yattığınız ile alakalı olması oldukça şaşırtıcı ne dersiniz?
Bugün sizler için hazırladım yazımda uzmanların önerilerine dayanarak, çok az uyuyarak çok daha uykumuzu almış bir şekilde uyanmanızı sağlayacak önerilerde bulunacağım. Öncelikle uykusunu ne kadar uzun olduğu değil hangi zaman diliminde uyudunuz önemlidir. Bir günde düzgün bir uyku için sadece iki önemli vakit vardır.
Bu vakitler öğlen saat 12.00 ile 14.00 saatleri arası yaklaşık yirmi, yirmi beş dakikalık bir kestirme, diğeri ise ne vakti 22 00 ve 03. 30 arası vakitler arasındaki vakitler. Bir çok alimin açıklaması Hz. Muhamedin öğle vakitlerinde yaklaşık yarım saat uyuduğunu ve öğle vakti uyumanın sünnet olduğudur. Günümüzdeki bilim adamları da öğle vakti yapılan kısa süreli bir uykunun çok daha uzun bir zaman uyumuş gibi hissetmenizi sağladığıdır.
Eğer vücudumuz için gerekli bu iki zamanda özellikle de gece saat 22.00 ile 03.00 arasında uyursanız sabah çok daha erken ve çok daha dinç kalkabilirsiniz. Gece uyumamız gereken saatlerin dışında sizde için birkaç uyarıda daha bulunmak istiyorum. Uyku esnasında mümkün olduğunca odanızı karanlık tutmanız gerekir. Gece lambaları ve loş ışıklar beyne sürekli uyarı vererek derin uykuya geçmemize engel olabilir. Gece uykusuna geçmeden önce kesinlikle yeme alışkanlığımızı azaltmalıyız.
Tıka basa dolu veya tok bir mide sindirim ile uğraştığı için uykuya geçişi zorlaştırır. Evet, sevgili hanımlar sağlıklı bir vücut ve sağlıklı bir bağışıklık sistemi için en önemlisi de ruh sağlığımız için mutlaka uyku düzeninizi oluşturun ve uyku düzenini bozacak alışkanlıklarınızdan kurtulun.
Sağlık kategorimizde en önemli bilgiler ve daha önce duymadığınız önemli makaleler de tekrar buluşmak üzere Şimdilik hoşçakalın.
Bugün sizler için hazırladım yazımda uzmanların önerilerine dayanarak, çok az uyuyarak çok daha uykumuzu almış bir şekilde uyanmanızı sağlayacak önerilerde bulunacağım. Öncelikle uykusunu ne kadar uzun olduğu değil hangi zaman diliminde uyudunuz önemlidir. Bir günde düzgün bir uyku için sadece iki önemli vakit vardır.
Bu vakitler öğlen saat 12.00 ile 14.00 saatleri arası yaklaşık yirmi, yirmi beş dakikalık bir kestirme, diğeri ise ne vakti 22 00 ve 03. 30 arası vakitler arasındaki vakitler. Bir çok alimin açıklaması Hz. Muhamedin öğle vakitlerinde yaklaşık yarım saat uyuduğunu ve öğle vakti uyumanın sünnet olduğudur. Günümüzdeki bilim adamları da öğle vakti yapılan kısa süreli bir uykunun çok daha uzun bir zaman uyumuş gibi hissetmenizi sağladığıdır.
Eğer vücudumuz için gerekli bu iki zamanda özellikle de gece saat 22.00 ile 03.00 arasında uyursanız sabah çok daha erken ve çok daha dinç kalkabilirsiniz. Gece uyumamız gereken saatlerin dışında sizde için birkaç uyarıda daha bulunmak istiyorum. Uyku esnasında mümkün olduğunca odanızı karanlık tutmanız gerekir. Gece lambaları ve loş ışıklar beyne sürekli uyarı vererek derin uykuya geçmemize engel olabilir. Gece uykusuna geçmeden önce kesinlikle yeme alışkanlığımızı azaltmalıyız.
Tıka basa dolu veya tok bir mide sindirim ile uğraştığı için uykuya geçişi zorlaştırır. Evet, sevgili hanımlar sağlıklı bir vücut ve sağlıklı bir bağışıklık sistemi için en önemlisi de ruh sağlığımız için mutlaka uyku düzeninizi oluşturun ve uyku düzenini bozacak alışkanlıklarınızdan kurtulun.
Sağlık kategorimizde en önemli bilgiler ve daha önce duymadığınız önemli makaleler de tekrar buluşmak üzere Şimdilik hoşçakalın.
9 Ocak 2020 Perşembe
Balkabağının Faydaları Say Say Bitmiyor..
Balkabağının faydaları say say bitmiyor.
Allah'ın verdiği her nimet bizler için bir hazinedir. Makalerimizde bir çok besinin içeriğini araştırıp sizlerle paylaşıyoruz. Bizim için çok önemli ne yediğimizi bilmek, ve yediğimiz her besinin vücudumuza şifa kaynağı olduğunu araştırıp bulmak. Örneğin bu yazımızda balkabağının bilmediğimiz faydalarını araştırdık ve bulduk, hayatımızda mutlaka daha çok yeri olacaktır bu besinin. Her şeyi ilaçlardan beklememeliyiz, mesela kötü kolesterol yüksekliği yaşıyorsak mevsiminde bol bol yemek bizi gereksiz ilaç yüklenmekten kurtaracaktır.. Daha bir çok örnekler verebiliriz sizlere. Ama hemen balkabağının faydalarına geçmek istiyorum. Sağlıklı günler dileriz.
Balkabağının faydaları saymakla bitmiyor..
Balkabağı içinde Demir potasyum kalsiyum ve fosfor zengini..
Balkabağının içindeki bulunan beta karoten sayesinde kalp ❤️ hastalıklarında ve ayrıca hiperlipidemi vakasında kötü kolesterol düşürmede yardımcı olmaktadır. Antioksidan özelliği sayesinde kanser hastalığının verdiği problemlerden vücuda karşı direnç sağlar.
Vücuttaki mikroplardan korur. Bağışıklığı güçlendirir. Balkabağının içindeki potasyum kalsiyum ve fosfor gibi önemli minareller içinde barındırır.
İçindeki A vitamini sayesinde deri ve hücre yeniler . Balkabağı içindeki çinko sayesinde saçların güçlenmesinde ve dökülmeyi engeller.
Prostatın baş düşmanıdır.
Balkabağı çekirdeğinden elde edilmiş kabak çekirdeği prostat sağlığı için gereken minareleri barındırır.
Erkeklerin en sık karşılaştığı prostat sorunlarında prostat büyümesini engellemek içinde kullanılmaktadır.
Ve idrar arttırıcı etkisi ile mesaneyi uyarıp idrar yapabilme zorunluluğunu meydandan kaldırır. İdrar söktüren özelliğinden dolayı vücuttaki toksinlerin atmasında yardımcı olur.
Güzellik sırrı balkabağında gizli
Pişirilmiş balkabağını püre yapıp içersinde bal ve biraz süt ekleyip macun gibi yaparak yüzünüze sürün içindeki vitaminler ve minareler sayesinde cildi yeniler ve nemlendirir.
Balkabağından farklı şekilde alternatif tariflerle faydalanabilirsiniz . Çorba olarak meyve tatlısı olarak pastalarda kullanılabilir. Bebeklerin beslenmesinde lif içeriği artırmak aroma katmak bebeklerin püre ve meyvelerine ekleyebilirsiniz.
45 yaşındaki erkeklerin prostat sorununu yaşamamaları yada ilerlemesini engellemek amacı ile çay tarifi ;
Çuha çiçeği , bal kabağı ekstresi , kişniş tohumu,
Kaynayan suyun içine 10 dakika bekleyip içiniz.
Kanserle savaşmada büyük rolü var
Alfa ve beta karoten miktarı balkabağında olduğu kadar hiç bir sebzede yok .
Etiketler:
Bitkisel Kürler,
sağlık,
şifalı bitkiler,
yaşam,
Yemek Tarifleri
2 Ocak 2020 Perşembe
BİR dediğini İKİ etmem :)))
Biliyoruz bir çok erkekte karısının bir dediğini iki etmiyor..
Bir mahallede yeni komşularıyla çay sohbeti yapan kadına komşuları:
”Senin aile yaşantına hayranız, eşin ve çocuklarınla çok mutlu bir yaşantın var. Kocanın BİR dediğini İKİ etmiyorsun. Bu mutluluğunun sırrını bize de anlat ” derler.
”Kısaca anlatayım” der kadın ve anlatmaya başlar: ”Düğünümüz bittikten sonra kocam kendi atında , bende kendi atıma bindik evimize doğru gidiyoruz. Benim bindiğim atın ayağı takıldı ve sendeledi. kocam arkasına döndü ve benim atıma ‘BİR’ dedi.
Biraz daha ilerledik ve benim atımın ayağı tekrar takılıp tökezlediği zaman eşim tekrar arkasına dönüp atıma ‘İKİ’ dedi.
Az sonra atım tekrar aynı şekilde tökezleyince eşim arkasını döndü ve at’a ”ÜÇ” dedi ve belinden tabancasını çıkartıp atımı anlından vurdu.
At oracıkta kanlar içinde yere yığılıp öldü. Ben şok olmuştum ve ata çok üzüldüm. Eşime bir hışımla çıkıştım ” Yazık değil mi atı neden vurdun!!?” diye sordum.
Eşim arkasını döndü ve bana ” BİR ” dedi.
Ve o günden sonra kocamın bir dediğini iki etmedim.
Etiketler:
Evlilik Ve İlişkiler,
Genel,
Gündem,
Hikayeler,
yaşam
30 Kasım 2018 Cuma
Evlenip Ardından Evrim Geçiren Erkekler..
Bekarken annesini ayda bir kez bile aramazken evlenip her pazar annemlere gidelim diyen.
Bekar iken tam bir işkolikken evlendikten sonra sizler için çalışıyorum ..
Bekar bir erkekken kas yapmaya çalışır evlendikten sonra ise göbek yapmaya ..
Bekarlığında eve girmeyen evlendikten sonra ev kuşu olma çabaları.
Evlenip arkadaşlarına kendini kanıtlama çabaları...
Bekarlığı boyunca minibüsle uzaya giden evlendikten sonra araba alma çabaları ..
Evliliğin eve para getirmeyi sanır ve evdeki her beklentinin sonucunda para getiriyorum gibi bertaraf etmesi...
Bekar iken annesini hiç duymazken evlenip her şeyini annesine danışması ...
Sosyal faaliyeti okeye 4. Olması yada maç izlemekle karıştıran olması..
Evlendiği günün ertesi günü babasına benzeme çabası ile evde tüm gün haber izlemesi..
Giydiği tişörtle gem uyuyan hemde aynı tişörtle bakkala ekmek almaya giden...
Kayınçosu ile 40 senelik samimiyet kurup iş planları yapan..
Evinde eşini kısıtlamalar getiren dışarıda ise demokrat olan..
Bekarken pasaklı olan ve evlendikten sonra bu pasaklılığını tarz olarak sayan..
Evliliği üç çeşit yemekten ve meyve çerez tabağı sanan..
Flört döneminde parfüm sıkmadan çıkmayan evlendikten sonra eşinin zoruyla ayaklarını yıkayan...
Bekar iken telefonla konuşabilmek için bahaneler arayan evlilikten sonra ise üç konu ile kısa kesmeler bakarız , hallederiz, inşallah....
Bekar iken özel günleri hiç unutmayan evlendikten sonra önemsiz olduğunu vurgulayan ..
Bekar iken kıskanç olmayan evlendikten sonra ise kimsenin işi gücü yokta herkes eşine bakıyormuş gibi davranması ..
Evlenmeden önce üçgen ve kasları olan vücudu evlilikten sonra çembere dönüşmesi...
Bekar iken paraları har vurup harman savuran evlendikten sonra pintileşmesi...
Bekar iken Ege sahillerinde gezen tozan evlilikten sonra memleket aşkı ile yanan olması...
Bekar iken hiç bıkmadan makarna yerken evlendikten sonra evdeki yemek üç çeşitten az oldu mu surat düşüren ...
Duygusallığı zayıflık iyi ve sağlam evliliği cinsellik ile tanımlaması...
Flört ederken kibar olacağım diye kırılan, evlilikten sonra içinden bir Şahin çıkan ...
Çocuk bakmayı evde iş yapmayı basite alan ancak çocuk ona verildiğinde iş başa düştüğünde bir çocuğa yarım saat bile bakamayan ...
Evet bu yazımız tabi ki tüm erkekler için değil istisnalar kaideyi bozmaz sadece bir kısmı için ve özellikle kadınları küçümseyen erkekler için ...
Etiketler:
Evlilik Ve İlişkiler,
Genel,
Gündem,
magazin,
yaşam
27 Kasım 2018 Salı
Var mı Böyle Evlilik?
Evlilikte denge kurmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan bir hikaye ile sizlerleyiz. İnanın en önemli püf noktası evliliğin denge sağlamakta. Umarız hikayemizi beğenir ve paylaşırsınız. Keyifli okumalar..
Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde:
-“Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar.
“Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder:
-“Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil.
Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.
O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.
Dinleyenlerden biri:
-“Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sormuş.
Ötekiler de “Hah! Şimdi ne olacak?” demiş.
Genç gülümsemiş;
-“Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım” demiş.
OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!
24 Şubat 2018 Cumartesi
Fecebook'u En Garip Kullanan Ülkelerden Biriyiz
Her halde bizim Ülkemiz kadar garip kullanan bir Ülke bulamayız. Bu alanda da eşimiz benzerimiz yoktur eminim, adeta boyut atlamış durumdayız bu konuda. Bazı facebook paylaşımlarında ama bu kadar da olamaz dedirten manzaralar la karşılaşıyoruz. Hadi buyurun sizde biraz şaşırın :)
Ayıp ettin, tabii canlı :)

Yuhhh demek geldi icimdem ama kaba olmak okuyucularıma ayıp olur. Valla canım, pazarlaman çok iyi demek isterim. :)

Haklı arkadaşlar dağılabiliriz :)

Ne denilebilinir ki. Allah akıl fikir versin..

Hahahaha

İş görüşmelerinde beklediğimiz seviye

Temiz muhit dediğin böyle olur.:))))

Çok ara verme sonra sensiz ne yaparız biz..

Töbe töbeeeee

Çok sinirlenmiş çok, bu kadar güzel olunur mu canım. Öbür tarafta nasıl görüşecekler onu da anlamadım da neyse..

Facebook'ta Çok Ayrı Kafaların Yaşandığını Gösteren Bir paylaşımdır..:)))

Uygulamalı anlatım..:))))

hahahaha çok güldüm. Nasıl bir kafa yaşıyorsa..
Ayıp ettin, tabii canlı :)
Yuhhh demek geldi icimdem ama kaba olmak okuyucularıma ayıp olur. Valla canım, pazarlaman çok iyi demek isterim. :)
Haklı arkadaşlar dağılabiliriz :)
Ne denilebilinir ki. Allah akıl fikir versin..
Hahahaha
İş görüşmelerinde beklediğimiz seviye
Temiz muhit dediğin böyle olur.:))))
Çok ara verme sonra sensiz ne yaparız biz..
Töbe töbeeeee
Çok sinirlenmiş çok, bu kadar güzel olunur mu canım. Öbür tarafta nasıl görüşecekler onu da anlamadım da neyse..
Facebook'ta Çok Ayrı Kafaların Yaşandığını Gösteren Bir paylaşımdır..:)))
Uygulamalı anlatım..:))))
hahahaha çok güldüm. Nasıl bir kafa yaşıyorsa..
16 Şubat 2018 Cuma
Eski kot 👖 pantolonlarınızı nasıl tamir edebilirsiniz?
Merhaba değerli üyelerimiz. Yıpranmış kot pantolonlarınızı nasıl tamir ederiz . Bu yazımız tam size göre . Evde size özel ve sevdiğiniz rahat ettiğiniz kıyafetlerimiz vardır. Ve çok sık giyeriz. Çok sık giyildiği için kotlarımız ara kısımlarında ezilme olur ve yıpranır . Ve hatta yırtılma olur. Çok beğenerek giydiğiniz için atmayada kıyamayız.
Ve şimdi yırtılan kotları nasıl tamir edebiliriz geldi. Hep birlikte uygulayalım.

Kot pantolon tamiri nasıl yapılır?
Gerekli malzemeler;
Sevdiğiniz ve yıpranan kot pantolonunuz
Kumaş yapıştırıcı
Dikmek için dikiş makinası

Bacaklarının arası yırtılan kotlara hayat verelim birlikte.. yaptığımız çalışmada kota eşleştirilecek kumaş bulmak en önemlisi. Yırtık olan kısım kadar kağıdımıza ölçü alıyoruz.

Yırtılan kısmı etrafını fotoğraftaki gibi orta kısımlarını dikiş çizgisini sökelim.
Pantolonu tersten çevirelim ve ütüyü fişe takıp ısınmasını bekleyelim.

Yıpranan kısmın içten yapışkanlı kumaş ile yapıştırın. Ve ütüleyin. Yada kumaş yapıştırıcısı işe kumaşı yapıştıralım.

Dikiş makinanızı kullanıp resimde görüldüğü gibi paralel çizgiler halimde kotun üzerine dikiş atalım.

Önünden görünüşü resimde gibidir.

Buda şekilde iç kısmından görülmüş halidir.
Tebeşiri kullanıp pantolonun yırtılan kısmını işaret edelim.

İlk etapta sökülen orta kısmı bitiş dikişimi tekrar edelim.

Ve kot pantolonun son hali hazır 😊
Ve şimdi yırtılan kotları nasıl tamir edebiliriz geldi. Hep birlikte uygulayalım.
Kot pantolon tamiri nasıl yapılır?
Gerekli malzemeler;
Sevdiğiniz ve yıpranan kot pantolonunuz
Kumaş yapıştırıcı
Dikmek için dikiş makinası
Bacaklarının arası yırtılan kotlara hayat verelim birlikte.. yaptığımız çalışmada kota eşleştirilecek kumaş bulmak en önemlisi. Yırtık olan kısım kadar kağıdımıza ölçü alıyoruz.
Yırtılan kısmı etrafını fotoğraftaki gibi orta kısımlarını dikiş çizgisini sökelim.
Pantolonu tersten çevirelim ve ütüyü fişe takıp ısınmasını bekleyelim.
Yıpranan kısmın içten yapışkanlı kumaş ile yapıştırın. Ve ütüleyin. Yada kumaş yapıştırıcısı işe kumaşı yapıştıralım.
Dikiş makinanızı kullanıp resimde görüldüğü gibi paralel çizgiler halimde kotun üzerine dikiş atalım.
Önünden görünüşü resimde gibidir.
Buda şekilde iç kısmından görülmüş halidir.
Tebeşiri kullanıp pantolonun yırtılan kısmını işaret edelim.
İlk etapta sökülen orta kısmı bitiş dikişimi tekrar edelim.
Ve kot pantolonun son hali hazır 😊
15 Şubat 2018 Perşembe
Yolda Ne Bulursan Sahibine Vereceksin
Bir yirmi lira insanı nasıl perişan eder anlatayım da öğrenin. Yolda giderken önümdekinden yirmi lira düştü. Normalde bu tür durumlarda “paran düştü” diye uyarırım ama bu sefer şeytana uydum, parayı yerden alıp cebe attım.

Evde durumu hanıma anlattım. O da “madem beleş para on lira daha kat da sinemaya gidelim” dedi. Hafta sonunda sinemaya gitmeye böylece karar verdik.

Daha sonra hanım dedi ki “sen şimdi söz verirsin sonra cayarsın, internetten biletleri al da garanti olsun.” İnternetten hizmet bedeli dahil 39 liraya patladı biletler.

Ben tamirat ustasıyım. Yağlı bir müşterim “Cumartesi benim villaya gel, seninle biraz işimiz var” dedi. Ben “Pazar olmaz mı ?” dedim “olmaz” dedi. Sinema biletini Cumartesiye aldığımız için en az 1-2 bin liralık iş kaçtı.
Neyse sinema saati yaklaşınca eve kayınpeder ile kaynana damladı. Zurnanın zırt dediği yerde biterler zaten. Ben “Biz sinemaya gideceğiz” deyip savacaktım ki hanım, “biz sinemaya gidiyoruz, siz de gelin” demez mi ? Bu onların da sinema biletini ödeyeceğim anlamına geliyor tabi.

Kaynana hazretleri metrobüsten hazzetmedikleri için sinemaya kadar sağlam bir taksi parası verdim. Kışlık erzak depolar gibi de mısır patlağı aldılar sinema öncesinde. Nasıl olsa damat ısmarlıyor. 20 lira buldu ya yolda ! Halbuki ben kurbandaki dana hissesine bile o mısır patlaklarına verdiğim kadar vermemiştim. Film arasında birer posta mısır daha aldı beleşçiler.

Kısacası o yirmi lira yüzünden epey batmıştım, ama daha cezam bitmemişti. Sinema çıkışında benim eski kırıklardan birisi laf atmaz mı ? Yanımda eşim ve kayınbeleşçiler varken bunun olmaması gerekirdi. Kadına fahişe muamelesi yaptım, tersledim. (Hanei saadetim her şeyden önemli doğal olarak) Meğer kadının yanında erkek arkadaşı varmış. Aniden bana kafa atmaz mı ? Kayın babam da nasılsa biz çokuz (2 erkeğe karşı 1 erkek ) diye ona daldı. Ama hesap hatası yaptı, çünkü arkadaş gurubuyla gelmişler, bizi fena benzettiler.

Gece karakolda noktalandı. Öpüştük barıştık sağlam bir kefaletle dışarı çıktık. Ben kırılan burnum için estetik ameliyat olmak zorunda kaldım. Kolu kırılan kayın beleşçinin ve arbedede düşüp çömleği kıran kaynanamın hastane masraflarını ödemem bile işe yaramadı, karım bana hala küs. “ O nasıl bir kadındı da uğruna kavga ettin, halbuki benim için elini kaldırmazsın” diyor.

Geçenlerde biri simit parasının üstünü düşürdü. Bozukluk diye umursamadı, yerden almaya yeltenmedi. “Kendini düşünmüyorsan bu parayı bulacakları düşün, milletin başını belaya sokma, al şu parayı yerden” dedim. Yerdeki paralardan korkum o derece büyük yani !

OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!
Evde durumu hanıma anlattım. O da “madem beleş para on lira daha kat da sinemaya gidelim” dedi. Hafta sonunda sinemaya gitmeye böylece karar verdik.
Daha sonra hanım dedi ki “sen şimdi söz verirsin sonra cayarsın, internetten biletleri al da garanti olsun.” İnternetten hizmet bedeli dahil 39 liraya patladı biletler.
Ben tamirat ustasıyım. Yağlı bir müşterim “Cumartesi benim villaya gel, seninle biraz işimiz var” dedi. Ben “Pazar olmaz mı ?” dedim “olmaz” dedi. Sinema biletini Cumartesiye aldığımız için en az 1-2 bin liralık iş kaçtı.
Neyse sinema saati yaklaşınca eve kayınpeder ile kaynana damladı. Zurnanın zırt dediği yerde biterler zaten. Ben “Biz sinemaya gideceğiz” deyip savacaktım ki hanım, “biz sinemaya gidiyoruz, siz de gelin” demez mi ? Bu onların da sinema biletini ödeyeceğim anlamına geliyor tabi.
Kaynana hazretleri metrobüsten hazzetmedikleri için sinemaya kadar sağlam bir taksi parası verdim. Kışlık erzak depolar gibi de mısır patlağı aldılar sinema öncesinde. Nasıl olsa damat ısmarlıyor. 20 lira buldu ya yolda ! Halbuki ben kurbandaki dana hissesine bile o mısır patlaklarına verdiğim kadar vermemiştim. Film arasında birer posta mısır daha aldı beleşçiler.
Kısacası o yirmi lira yüzünden epey batmıştım, ama daha cezam bitmemişti. Sinema çıkışında benim eski kırıklardan birisi laf atmaz mı ? Yanımda eşim ve kayınbeleşçiler varken bunun olmaması gerekirdi. Kadına fahişe muamelesi yaptım, tersledim. (Hanei saadetim her şeyden önemli doğal olarak) Meğer kadının yanında erkek arkadaşı varmış. Aniden bana kafa atmaz mı ? Kayın babam da nasılsa biz çokuz (2 erkeğe karşı 1 erkek ) diye ona daldı. Ama hesap hatası yaptı, çünkü arkadaş gurubuyla gelmişler, bizi fena benzettiler.
Gece karakolda noktalandı. Öpüştük barıştık sağlam bir kefaletle dışarı çıktık. Ben kırılan burnum için estetik ameliyat olmak zorunda kaldım. Kolu kırılan kayın beleşçinin ve arbedede düşüp çömleği kıran kaynanamın hastane masraflarını ödemem bile işe yaramadı, karım bana hala küs. “ O nasıl bir kadındı da uğruna kavga ettin, halbuki benim için elini kaldırmazsın” diyor.
Geçenlerde biri simit parasının üstünü düşürdü. Bozukluk diye umursamadı, yerden almaya yeltenmedi. “Kendini düşünmüyorsan bu parayı bulacakları düşün, milletin başını belaya sokma, al şu parayı yerden” dedim. Yerdeki paralardan korkum o derece büyük yani !
OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)