27 Mart 2021 Cumartesi

Perihan Savaş Kaybettiği Eşi Yılmaz Zafer'e Yazdığı Duygusal Mektup.

 




Perihan Savaş, 1995 yılında, 39 yaşında hayatının baharında kaybettiği eşi Yılmaz Zafer'e Sevgililer Günü öncesi duygusal bir mektup ile hislerini kaleme aldı. Perihan Savaş, mektubunda vefat eden eşine ''Bana aşkın nasıl olduğunu öğreten adam'' diye yazdı.

 

Perihan Savaş, 1987 yılında hayatını birleştirdiği, 1994 yılında geçirdiği kalp krizi sonrası gelişen ağır sağlık sorunlarına bedeni yenik düşen eşi Yılmaz Zafer'i, Sevgililer Günü öncesinde kaleme aldığı duygusal bir mektupla andı.



Savaş, geçen yıllara rağmen acısını hala derinden hissettiğini, hayatın asla eskisi gibi olmadığını anlattığı mektubunda eski eşine şöyle seslendi:



''Adamım, iyi yüreklim, güzel eşim, bana aşkın nasıl olduğunu öğreten adam... 'Kavuşamazsın aşk olur, kavuşursun ama yarım kalır, o zaman da büyük aşk olur' derler ya hani. Öyleydi seninle olan aşkımız. Beni ve biricik oğlumuz Savaş'ı yarım bıraktın ama ikimiz de gökyüzüne baktığımız her an senin gülen ve güzel yüzünü görüyoruz. Çok özlüyoruz seni.



Sanıyor musun ki gündüzler sadece gündüz... Sen gittiğinden beri geceler uzuyor, geceler güne dönmüyor adamım.



Gün aydınlanmıyor. Aydınlık diyorlar ama benim sensiz gönül gözüm aydınlığı göremiyor ki. Fakat oğlumuz için ve aşkımızı güçlü tutmak için, aşkımıza olan saygım ve sevgimi çoğaltmak için sen durmadan çabalıyorsun benim içimde.Senin gücünle oğlumuzu büyütüp bugünlere geldim.



Turgut Uyar'ın da dediği gibi; 'Çünkü herkesin bir gideni vardır, içinden bir türlü uğurlayamadığı' Bana güzel olan her duyguyu fazlasıyla yaşattığın için sonsuz teşekkür ederim. Huzur içinde yat güzel yürekli adamım. Oğlumuz bana emanet.''


Yağ Parası Mum Parası Akşam Oldu Kandil Parası



Kandil değince aklıma çocukluğumun kandil akşamları gelir. Tüm mahalleyi paylaşım için yapılan hamur kızartması ve helva kokuları sarardı hımmm anneciğimin yaptığı un helvası geldi aklıma. Annelerimizin hazırladığı bir tepsiye koyulan komşuya gidecek lokmaları veya helvayı dökmeden yerine götürmekti öncelikli görev. Görev tamamlandıktan sonra akşam yemeğini sabırsızlıkla beklerdik sabırsızlığımı fark eden annem hep kızardı bana "öyle herkesin evinin kapısına gitmeyin sakın bak duyarsam sonra bir daha izin vermem der" her seferinde :) Tüm arkadaşlar toplanır akşam namazından sonra kapı kapı elimizde bir küçük kapta yanan mumla "yağ parası mum parası, akşam oldu kandil parası" manisi ile topladığımız bozuk paranın  sevinci. Zaten hazır kapı önünde bir tabakta durur her kapı çalındığında oradan alınan bozuk para her gelen çocuğa ailenin ekonomik durumuna göre bazen az bazen çok hasılat toplanır. Ve paralar birleştirilir bir güzel abur cubur alıp büyük bir keyifle yenir:) Çoğunuzun şimdi çocuğunu gönderde görelim der dediğini duyar gibiyim. Devir gerçekten değişti o zamanlar İstanbul bu kadar kalabalık değil. Apartman kültürü yok bahçeli evlerde büyüyen çocuklarız. herkes birbirini tanır kime gidebiliriz kime gidemeyiz büyüklerimiz bize söyler bizde dinleriz. Bahçeli evlerde büyüyen şanslı nesil olarak ramazan günlerinin o güzel günlerini anlata anlata bitiremem şahsıma. O kocaman masaların birleştirerek iftar yemeklerinin lezzeti hala damağımdadır, Hayırlı kandiller dilerim..

“Yağ parası, mum parası
Akşam oldu kandil parası
Kömürlükte kömür
Hanımlara ömür   
Merdivenden iniyor
Bize para veriyor 
Yağlı kapı, ballı kapı
Halkası büyük, renkli kapı”

26 Mart 2021 Cuma

Güzel Bir Poğaça Yapmanın Püf Noktaları


                    






Poğaça hamuru Nasıl hazırlanır ?

İyi poğaça yapabilmek için bazı temel kurallar vardır bunlar nelerdir? Olmazsa olmazları, Un, iki farklı yağ, yumurta, yoğurt, kabartma tozu, ve tuz kaliteli ve taze olmaları çok önemli bu malzemeler hazır ise iyi bir poğaça içinde hazırız. İç malzeme için dilediğiniz damak tadınıza göre hazırlayabilirsiniz .



Gerekli malzeme listesi

  • 125 gr margarin eritilmiş

  • 110 gr sıvı yağ

  • 100 gr yoğurt

  • Çeyrek paket kabartma tozu

  • Tuz

  • İki tane yumurta birinin sarısı ayrılacak

  • Aldığı kadar un



İyi Bir Poğaça Hamuru Hazırlanışı Nasıl Olmalı?


Bir derin yoğurma kabına un hariç bütün malzemeleri alalım ve iyice karıştıralım. Ardından unu yavaş yavaş ekleyip yoğurmaya devam edelim. Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edelim hazır olan hamurumuza dilediğiniz iç malzeme ile doldurup uçlarından kapatalım. Açtığımız hamuru üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürelim. İsteğe göre çörek otu yada susam atabiliriz. Daha önceden ısıtılmış 200 derecelik fırına sürüp üzeri nar gibi kızarana kadar pişirelim. Tahmini süre yarım saat olabiliyor fırının ısısına bağlı.


İyi ve yumuşak poğaça Nasıl elde ederiz ?


Evde yapılan poğaçalar genelde kıtır kıtır oluyor ama yumuşak poğaça elde etmek istiyorsanız sıvı yağını daha az kullanmanız öneririm. Hatta zeytinyağ hiç kullanmayınız nedeni zeytinyağ poğaçacı sertleştirir, zeytinyağ yerine margarin miktarını arttırabilirsiniz. Örneğin 125 gr margarin yerine 170 gr gibi fazlalaştırabilirsiniz. Yoğurtta kıtırlaşmasına sebep olabilir yoğurdun da miktarını azaltabilirsiniz. Yani kısaca poğaçamızın sertleşmesine neden olan yoğurt ve sıvı yağını azaltabilirsiniz .


Poğaçayı taze kalması için Nasıl saklayabiliriz ?


Poğaçamızın taze ve uzun süreli dayanaklı kalması için oda ısısında ve kapaklı cam olursa iyi olur bir kapta bulundurulmalı yada üzerini Streç film kapatabilir önemli olan poğaçaların hava almadan serin yerde saklanması asıl amaç. Hava almazsa sertleşmez yumuşak kalır hemde uzun süreli dayanır. Aslına bakarsanız evinizde yapılan çoğu yiyecekleri iki gün içerisinde tüketmeniz daha iyi olur yapıldığı gün tüketmek en güzeli ama hava almadan üç gün saklayabilirsiniz.

Afiyet olsun....



Şifa Kaynağı Gıdalar





LİMON


 Şifa kaynağı olan narenciyemiz limon yüksek miktarda magnezyum içerir ve metabolizmayı hızlandırır.

YOĞURT

Geçmişten günümüze bir Türk besini olan yoğurdun faydaları saymakla bitmez. Barsak da ki faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlayan yoğurt aynı zamanda vücuda serinletici bir etki sağlar. Fakat marketten aldığınız yoğurt sağlık açısından oldukça tehlikelidir. Emin olun market yoğurdu yerine hiç yoğurt tüketmemeniz daha sağlıklı olacaktır. Size önerim günlük süt ile kendi yoğurdunuzu evinizde mayalamanız olacak. İnanın birkaç sefer de yoğurt yapmanız çok daha kolay olacak.




CEVİZ ve İNCİR

Kurban’da adı geçen incir adeta bir şifa kaynağıdır. Hem ceviz hem de incir vücut için gerekli birçok yararlı mineraller bakımından oldukça zengindir.


KAYISI

Beta karoten açısından oldukça zengin bir meyve olan kaysı barsakları yumuşattığı için sindirim sistemi açısından da oldukça faydalı bir besindir. Ayrıca kayısı kemik sağlığı için gerekli olan mineral ve vitaminler içerir.


ELMA

Özellikle şeker hastalarına önerilen bir meyve olan elma insülin hormonu dengeleyen ve kan şekerinin düzene girmesini sağlar.


ENGİNAR

Halk arasında en bilinen faydası karaciğeri temizlemesidir. Sindirimi yağ yakımını hızlandıran enginar meyvesi aynı zamanda günlük c vitaminin yaklaşık yüzde yirmisini karşılar.



KIRMIZI LAHANA

Sindirim için oldukça faydalı olan lahana aynı zamanda yüksek miktarda C vitamini içerir.


KARPUZ

Yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi karpuz sıvı kaybolması azaltır hem de böbrekleri temizler.


KEREVİZ

Düşük kalorili besinler arasında yer alan kereviz sinir ve sindirim sistemi sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Ayrıca eklem ağrıları başta olmak üzere romatizmal ağrıları da azalttığı söylenmekte.


NANE
Tüm sindirim sistemleri ve şişkinlik rahatsızlıklarında naneyi kullanabilirsiniz.


SARIMSAK

İşte yine bir mucizevi besin sarımsağın faydaları ile sizlerleyiz. Antibiyotik etkisi yaratan sarımsak aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir, Vücuttaki zararlı bakterileri ve virüsleri etkisiz hale getirir.


Zencefil

İyi bir antioksidan olan zencefil aynı zamanda kanın temiz kalmasını sağlar. Zencefil soğuk algınlıklarından tutunda çağımızın hastalığı kansere kadar bir çok hastalığa karşı kullanılmakta. Özellikle uzmanlar son yıllarda zencefili destekleyici tedavi olarak tavsiye etmekte. Tabi ki doktor tavsiyesi ile kullanmak kaydı ile.


Brokoli

İçindeki B vitamini ile sinirleri güçlendiren brokoli sebzesi aynı zamanda vücudun demir ihtiyacını karşılayan mucizevi bir sebzedir. Aynı zamanda







25 Mart 2021 Perşembe

Kısa Boylu Kadınlar İçin Giyinme İpuçları







Biraz zordur içinde kaybolmadığımız kıyafeti bulmak. Ülke genelinin boy takvimi biliniyor ama yine de ısrarla aynı boylarda standart pantolon, etek ve elbise sunumu yapar tekstil firmaları. Olduğunuzdan daha kısa görünmekten veya proporsiyon hataları yapmak istemiyorsanız yazımıza bir göz atın derim.

Bacaklarınızı nasıl uzun gösterebilirsiniz.
En iyi yolunun beli öne çıkarmaktır, en şık yolu ise kemer takmaktır. Bol bir elbise veya blazer ceketin (bir beden büyük) hem tarz hem de uzun gözükeceksinizdir.


Mini etek giymeyi seviyorsanız
Ben mini etek giymek istiyorum diyenlerdenseniz sivri burunlu ayakkabılarla veya kısa botlarla giyin. Çünkü Sivri burunlu ayakkabılar bacak boyunu uzatmak konusunda harikalar yaratabilir.


Kısa ve dar kotları tercih edin

Kulağınıza  mantıksız gelecek belki de  ancak yüksek belli, crop ve vücudu saran bir kot; küçük bir bilek görüntüsü sizi olduğunuzdan daha uzun gösterebilir.



Modeli ne olursa olsun  yüksek bel pantolon sizin için uygun.

Adeta yüksek bel olan her şey minyon kadınlar için yaratılmıştır. Kot pantolon, deri pantolon, culotte, hiç fark etmez. Belinizin inceliğini vurgulayan her şey bacaklarınızın daha uzun olduğu ilüzyonunu yaratabilir.



Renk konusunda kararsızlık yaşıyorsanız siyah giyin

Gideceğiniz yer neresi olursa olsun kısa bir tereddüt yaşıyorsanız baştan aşağıya siyah giyebilirsiniz . Siyah kombinler kısa boylu kadınların her zaman güvenebileceği B planıdır. Siyah pantolonlarla siyah botlar bacaklarınızın daha uzun olduğu ilüzyonunu yaratabilir.



Asla ve asla kat kat giyinme trendine kapılmayın.

Büyük beden giyebilirsiniz ama kat kat trendinden uzak durun. Bu trend minyon kadınlar için uygun bir trend değil. Kat kat giydiğinizde bir ton kıyafetin altında küçücük bir silüet olarak kalacaksınız. Ancak kombininizin star parçası sizsiniz. Parçaları kombinlerken fazla savurgan davranmayın.



Dolabınızda bir tane Uzun bir mantonuz olsun.

Uzun mantolar sizin adeta kurtarıcınız olacak hem basit kombinin üzerine giydiğiniz zaman sizi bir çok zahmetten kurtaracak. Hem de görsel olarak sizi de olduğunuzdan daha uzun gösterecektir.



Kısa topuklar da mucizeler yaratabiliyor.

Evet kısa görünmeyi topuklu ayakkabılar kamufle ediyor ama herkes topuklu ayakkabı giyemiyor. Veya sevmiyor olabilirsiniz bu yılın trendi kısa topuklu ayakkabıları da rahatlıkla giyebilirsiniz. Hem modayı takip edebilir hemde uzun görünebilirsiniz.


Işığı Yanan Evler



İçimizi ısıtacak bir yazı🥰


Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya’ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim.

Gençtim, bekardım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum.



Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.

Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum.



Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacıanneye sıkılarak: “Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?” dedim.
Hacıanne: ” Evladım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz” dedi.

Merak ettim, tekrar sordum: “Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?”



Hacıanne: “Hayır evladım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz.”



Konya Ovası’nda, ya da bir başka yerinde Türkiye’nin, trenden inen yabancılar için “Işığı yanan evler yerinde hala duruyor mudur?”

ALINTI


OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!

Anne ile Kayınvalide Arasındaki Önemli Fark



Anne ile Kayınvalide Arasındaki Önemli Fark


Yaşını başını almış iki eski arkadaş hanımefendi yolda karşılaşmışlar. Hal hatır sormuşlar. Sıra çocuklarına gelmiş.“Senin oğlan nasıl,evlendi mi?” diye sormuş biri,

“Evlendi” demiş öteki,“evlendi ama ah, sorma,öyle bir gelin çıktı ki,felâket!..
“Sabahtan akşama çalışıyor, evde doğru dürüst yemek pişmiyor, yorgun olduğu zaman oğluma yemek pişirttiriyor. Bazen sabah kahvaltısını bile oğlum hazırlıyor.

Ne dikiş var, ne ütü. Bir kadın bulmuş, bütün işi ona yaptırtıyor. Evde prensesler gibi oturuyor, oğlum için özel hiçbir şey yapmıyor, çok üzgünüm, çok…”

“Vah vah” demiş arkadaşı, “peki kızın nasıl, o da evlendi mi?”…

“O da evlendi” demiş arkadaşı, “ama o çok mutlu, öyle iyi bir damadım var ki, kızımın elini sıcak sudan soğuk suya sokturmuyor.

Kızım çalıştığı için çok yoruluyor, çoğu akşam, yemekleri beraber pişiriyorlar, hatta bazen damadım hazırlıyor. İnanır mısın öyle iyi bir çocuk ki tatil günlerinde kahvaltısını kızımın yatağına götürüyor.

Bir kadın bulmuşlar, evin bütün işlerini o yapıyor, kızım evde hiç yorulmuyor, prensesler gibi oturuyor, kocası da ondan iş beklemiyor, çok memnunum, Çooookkkk…

Yoruma fazla gerek yok, gelininizi kendi kızınız gibi görmeniz dileği ile..:)

ALINTI

OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!