30 Kasım 2018 Cuma

Evlenip Ardından Evrim Geçiren Erkekler..


Bekarken annesini ayda bir kez bile aramazken evlenip her pazar annemlere gidelim diyen.

Bekar iken tam bir işkolikken evlendikten sonra sizler için çalışıyorum ..


Bekar bir erkekken kas yapmaya çalışır evlendikten sonra ise göbek yapmaya ..


Bekarlığında eve girmeyen evlendikten sonra ev kuşu olma çabaları.

Evlenip arkadaşlarına kendini kanıtlama çabaları...

Bekarlığı boyunca minibüsle uzaya giden evlendikten sonra araba alma çabaları ..

Evliliğin eve para getirmeyi sanır ve evdeki her beklentinin sonucunda para getiriyorum gibi bertaraf etmesi...




Bekar iken annesini hiç duymazken evlenip her şeyini annesine danışması ...

Sosyal faaliyeti okeye 4. Olması yada maç izlemekle karıştıran olması..



Evlendiği günün ertesi günü babasına benzeme çabası ile evde tüm gün haber izlemesi..

Giydiği tişörtle gem uyuyan hemde aynı tişörtle bakkala ekmek almaya giden...


Kayınçosu ile 40 senelik samimiyet kurup iş planları yapan..

Evinde eşini kısıtlamalar getiren dışarıda ise demokrat olan..


Bekarken pasaklı olan ve evlendikten sonra bu pasaklılığını tarz olarak sayan..


Evliliği üç çeşit yemekten ve meyve çerez tabağı sanan..
Flört döneminde parfüm sıkmadan çıkmayan evlendikten sonra eşinin zoruyla ayaklarını yıkayan...




Bekar iken telefonla konuşabilmek için bahaneler arayan evlilikten sonra ise üç konu ile kısa kesmeler bakarız , hallederiz, inşallah....




Bekar iken özel günleri hiç unutmayan evlendikten sonra önemsiz olduğunu vurgulayan ..

Bekar iken kıskanç olmayan evlendikten sonra ise kimsenin işi gücü yokta herkes eşine bakıyormuş gibi davranması ..



Evlenmeden önce üçgen ve kasları olan vücudu evlilikten sonra çembere dönüşmesi...

Bekar iken paraları har vurup harman savuran evlendikten sonra pintileşmesi...

Bekar iken Ege sahillerinde gezen tozan evlilikten sonra memleket aşkı ile yanan olması...



Bekar iken hiç bıkmadan makarna yerken evlendikten sonra evdeki yemek üç çeşitten az oldu mu surat düşüren ...


Duygusallığı zayıflık iyi ve sağlam evliliği cinsellik ile tanımlaması...

Flört ederken kibar olacağım diye kırılan, evlilikten sonra içinden bir Şahin çıkan ...


Çocuk bakmayı evde iş yapmayı basite alan ancak çocuk ona verildiğinde iş başa düştüğünde bir çocuğa yarım saat bile bakamayan ...

Evet bu yazımız tabi ki tüm erkekler için değil istisnalar kaideyi bozmaz sadece bir kısmı için ve özellikle kadınları küçümseyen erkekler için ...

28 Kasım 2018 Çarşamba

Hadi Kızlar, Bakım Yapıyoruz..


Maske tarifleri

Merhaba sevgili bayanlar bugün sizlerin güzelliğine güzellik katacak yapımı oldukça kolay ve sonuçları muhteşem birbirinden farklı maske tariflerini bir araya getirirdim.Sitemizde her zaman evde olan malzemelerle ve yapımı kolay maske tarifleri seçmeye çalıştım. Umarım maske tarifleri bizden memnun kalırsınız. Şimdi dilerseniz sözü uzatmadan kolay maske tarifleri mi malzemelerini ve yapım tariflerine geçelim.






Sivilceler İçin Kuru Maya Tarifi :


Kuru Maya Tarifi malzemeler:
Su ( macun kıvamına gelecek kadar)
Kuru Maya
Kuru Maya Tarifi Hazırlanışı
Öncelikle derin bir kabın içine 1 paket kuru mayayı koyalım ve içerisine macun kıvamına gelene kadar su ilave edelim. Hazırladığımız macunsu karışım yüzdeki sivilceli bölgelere uygulayın. Sadece yüzümüzde değil vücudumuzda sivilce olan bölgelerde de uygulayabilirsiniz.


Yoğurtlu maske tarifi


Bu maske tarifi misin yapımı oldukça kolay malzemeler ise her evde bulunan malzemeler. Ayrıca 3 cilt tipi için alternatif önerilerde bulunacağım.
Yoğurtlu maske için gereken malzemeler:
2 tatlı kaşığı yoğurt ( mutlaka ev yapımı olmalı )
2 çay kaşığı bal

Yoğurt maskesinin tarifi:

Karma ciltler yoğurt ve bal karışımını iyice karıştırıp yüzüne uygulayabilir.
Kuru ciltler için malzemeleri ilaveten bir çay kaşığı da bal ilavesi yaparak yüzüne uygulayabilir.
Yağlı ciltler için tüm malzemeleri ilaveten 3 damla limon suyu kullanılır. Son olarak limonun taze olmasına dikkat etmeniz gerekir.


Yeşil Çay Tarifi :


Yeşil çaylı maske tarifi için gereken malzemeler:

Bir tane yumurta sarısı
Zeytinyağı ( 1 çay kaşığı )
Bal ( 1 çay kaşığı )
1 yemek kaşığı eşki krema
Yeşil Çay ( 1 demlik poşeti )

Yeşil Çay Maskesinin Hazırlanışı

Öncelikle yeşil çay’ı yarım su bardağı su ile kaynatın. Yeşil çayın 2 tatlı kaşığı su kalana kadar kaynatın ve daha sonra altını kapatın. Yeşil çay'ı yaklaşık 10 dakika buzdolabında soğumaya bırakın. Daha sonra bir yemek kaşığı krema, bir yumurta akı, bir çay kaşığı bal ve bir çay kaşığı zeytinyağı derin bir kabın içerisinde iyice çırpın. Bu karışımı sormuş yeşil çay ile birleştirin. Temizlenmiş yüzünüze uyguladığınız maskeli yaklaşık 15 dakika kadar bekletin. Ilık suyla yıkadığınızda cildiniz emin olun tazeliğini kavuşacak.

Kara Lahana Çorbası



Malzemeler


1 demet karalahana
1 bardak kuru fasulye yada barbunya
1 bardak mısır
2 yemek kaşığı mısır unu
1 yemek kaşığı tereyağ

Yapılışı;


Barbunya ve mısır tencereye alınıp haşlanır.Bu sırada karalahana ince bir şekilde kıyılır.Haşlanmakta olan çorbanın içine eklenir.2 yemek kaşığı mısır unu ve 1 yemek kaşığı tereyağ eklenerek ağzı açık bir şekilde yaklaşık yarım saat kaynamaya bırakılır.Sonrasında çorbamız servise hazır.
Afiyet şifa olsun.

Yapılışını detayları ile öğrenmek için videomuzu izleyebilirsiniz.



27 Kasım 2018 Salı

Var mı Böyle Evlilik?



Evlilikte denge kurmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan bir hikaye ile sizlerleyiz. İnanın en önemli püf noktası evliliğin denge sağlamakta. Umarız hikayemizi beğenir ve paylaşırsınız. Keyifli okumalar..

Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde:

-“Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar.

“Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder:

-“Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil.

Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.
O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.
Dinleyenlerden biri:
-“Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sormuş.

Ötekiler de “Hah! Şimdi ne olacak?” demiş.

Genç gülümsemiş;
-“Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım” demiş.

OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!

31 Mayıs 2018 Perşembe

Ünlülerin anneleri

Ekranlarda, beyazperdede ve sahnelerde boy gösteren birçok ünlü ismin aileleri arka planda kalıyor. Ünlüler zaman zaman anneleriyle görüntüleniyor veya sosyal medyada paylaşım yapıyor. İşte ünlüler ve anneleri...


'RAHMETLİ ANNEMİN GÜZELLİĞİ'
Çocukluk yıllarına ait bir kareyi sevenleriyle paylaşan Saba Tümer, fotoğrafın altına şu notu düştü: ''Küçükken kameraları sevmediğimin resmidir. Rahmetli annemin güzelliği ve şıklığı. Kalbimdesin her an...'Saba Tümer'in fotoğrafına takipçileri, "Bir insan bu kadar mı benzer annesine, "Annenizin kopyası gibisiniz" gibi yorumlarda bulundu.


Star TV'de yayınlanan Ufak Tefek Cinayetler dizisinde Pelin karakterine hayat veren Bade İşçil, güzelliği ile herkesi mest ederken Instagram'dan annesinin fotoğrafını paylaştı.GÜZELLİĞİNİ ANNESİNDEN ALMIŞ"
"Bade İşçil, annesinin fotoğrafını paylaşınca takipçilerinden "Güzelliğini annesinden almış", "Annesi ne kadar genç." gibi yorumlar aldı.


Bülent Ersoy'un annesi Necla Hanım.

Gupse Özay ve annesi


Acun Ilıcalı ile Eylül 2017'de evlenen Şeyma Subaşı sosyal medya paylaşımlarıyla fenomen haline dönüşmüş ve kısa sürede takipçi sayısını 2.5 milyona çıkarmıştı. Şeyma Subaşı Instagram'dan merak edilen annesiyle fotoğrafını paylaşıp altına "Annem annem" notunu düştü.


Esra Erol ve annesi

İŞTE MERT FIRAT'IN ANNESİ

İvana Sert ve annesi


"Hadise "Şu anki en büyük şansım" diye başladığı cümlelerini "Para pulu boşver anam sen bana dünyaları verdin" diye bitirdi.


Birce Akalay, 'Yedi Kocalı Hürmüz'ü canlandırdığı müzikaline hazırlanırken annesiyle birlikte çektirdiği bu pozunu paylaştı.







27 Şubat 2018 Salı

Üzerinde Çalışılan Uygulama: Çocuk İstismarında '12 Yaş Altına Ağır Ceza'

CNN Türk'te Hakan Çelik’in sunduğu Hafta Sonu programının konuğu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya oldu.


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, çocuğa yönelik istismar suçlarında verilen cezalara ve önleme çabalarına ilişkin komisyon çalışmalarının bu ayın sonunda biteceğini açıkladı. Bakanı Kaya, çocuğa yönelik istismar suçuna ilişkin, "İngiltere'de 12 yaş altına, bazı ülkelerde 9 yaş altına ağır cezaların verildiğini görüyoruz. Türkiye'de biz de benzer bir uygulama için çalışıyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'ın başkanlığında altı bakanın katılımıyla oluşturulan komisyonun ilk toplantısının yapıldığını, çalışmaların yoğun şekilde sürdüğüne değinen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Bakan Kaya, çalışmaların ne zaman biteceğine ilişkin bir soru üzerine, "Yakın zamanda bitecek. Bu ayın sonunda (Şubat) bitirmeyi hedefliyoruz. Bürokrat arkadaşlarımız çok detaylı bir çalışma yapıyor" bilgisini paylaştı.



Bakan Kaya, Adana’daki cinsel istismar olayının ardından yapılan çalışmalarla ilgili soruları yanıtlarken, “Bu, bir istismar değil, bir vahşet. İnsanın aklının bile almadığı boyutta bir vahşet” diye konuştu.


'İngiltere'de 12 yaş altına, bazı ülkelerde 9 yaş altına ağır cezaların verildiğini görüyoruz. Türkiye'de biz de benzer bir uygulama için çalışıyoruz şu anda' 📹
Dünyada da benzer suçların cezalarının ne olduğuna ilişkin bir soruya Aile Bakanı, İngiltere'de ömür boyu hapis cezasının bulunduğu, birçok dünya örneğinde de müebbet hapis, ağırlaştırılmış müebbet hapis gibi cezaların uygulandığını yanıtını verdi ve şöyle devam etti:

"İngiltere'de 12 yaş altına, bazı ülkelerde 9 yaş altına ağır cezaların verildiğini görüyoruz. Türkiye'de biz de benzer bir uygulama için çalışıyoruz şu anda."



Bakan Kaya ayrıca 'Cinsel istismar ve kadına şiddette iyi hal uygulamasının kaldırılması üzerine çalışıyoruz' bilgisini paylaştı.
Dünyada da benzer suçların cezalarının ne olduğuna ilişkin bir soruya Aile Bakanı, İngiltere'de ömür boyu hapis cezasının bulunduğu, birçok dünya örneğinde de müebbet hapis, ağırlaştırılmış müebbet hapis gibi cezaların uygulandığını yanıtını verdi ve şöyle devam etti:



"İngiltere'de 12 yaş altına, bazı ülkelerde 9 yaş altına ağır cezaların verildiğini görüyoruz. Türkiye'de biz de benzer bir uygulama için çalışıyoruz şu anda."

Bakan Kaya ayrıca 'Cinsel istismar ve kadına şiddette iyi hal uygulamasının kaldırılması üzerine çalışıyoruz' bilgisini paylaştı.

26 Şubat 2018 Pazartesi

Şeker Fabrikalarının Satışı Obezite ve Kanseri Artıracak :(

Gündemde ki konu olan Şeker Fabrikalarının Satışı ile Ziraat Mühendisleri Odası Özden Güngör, fabrikaların satılmasının yaratabileceği tehlikeli sonuçlara dikkat çekti. Fabrikaların satılması ile bazı nişasta bazlı şeker üreten firmaların önünü açacağını ve başta obezite ve kanser olmak üzere çok sayıda hastalığa sebep olacağını söyledi.


15 yıl önce 400 ila 500 bin arasında ailenin pancar sektöründe çalıştığını ancak yanlış politikaların sonucunda şimdi bu sayının 200 bin aileye düştüğünü belirten Özden, "Genel olarak bakacak olursak şeker pancarı üretimi dahil yan sanayisi, işçisi, nakliyesi, hepsini topladığında 10 milyon nüfus buradan geçimini sağlıyor. Yani devletin kamu mallarını bu şekilde satmak, özelleştirmek doğru değil. Gerçi Özelleştirme İdaresi 'Çiftçilerin haklarını koruyacağız üretimde bir sıkıntı olmayacak' diyor. Bunun Türkçe meali şu; yarın, burada üretim gerektiği gibi olmayacak. Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve nişasta bazlı şeker üreten firmaların önünü açacak" dedi.



 

Özden Güngör nişasta bazlı şekerin Türkiye'de tatlılardan hamurlara, çorbalardan şekerlemelere ve hatta gazlı içeceklere kadar çok çeşitli gıda ürünlerinde kullanıldığını ifade etti.

Nişasta bazlı şekerin gerçek şeker olmayıp, mısırdan üretildiğine ve bunun da insan sağlığı açısından çok riskli olduğuna dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı, bu ürünün tüketiminin karaciğerde yağlanma, obezite ve kanser gibi tehlikeli hastalıklara yol açabildiğini aktardı.
Özden Güngör'ün verdiği bilgiye göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir çalışmada nişasta bazlı şekerden kaynaklanan obezite oranı son 5 yılda yüzde 40 arttı ve kotalar düşürüldü.



Bazı Avrupa ülkelerinde nişasta bazlı şeker kotalarının sıfıra yakın bazı yerlerde bir olduğunu kaydeden Güngör, "Bizde ise nişasta bazlı şeker kotaları sürekli arttırılıyor, yüzde 15- 25 arttırılıyor. Çünkü nişasta bazlı şeker, şeker pancarı şekerine göre daha ucuz. Daha ucuz olduğu için sanayi kesimi bu şekeri tercih ediyor" diye konuştu.
Şeker fabrikalarının satışında, nişasta bazlı şeker sektörünün temsilcilerinin baskılarının olduğunu düşündüklerini belirten Başkan Güngör, hükümete özelleştirmeden vazgeçmesi çağrısında bulunarak, şunları söyledi:



"Bu fabrikaları daha aktif, daha faal, daha modernize bir şekilde yaparak bu kamu mallarını korumamız lazım. Maalesef ülkemizde kamuya ait bugüne kadar birçok yerimiz satıldı. Enerji,sektörü, bankalar, aklınıza gelebilecek birçok kurum kuruluşlar devredildi, satıldı. Eski et balık kurumumuz, Sümerbank, birçok kurum kuruluşlarımız elden çıktı. Bugün hepsi atıl durumda. Türkiye'de şeker üretiminde son derece sağlıklı bir üretimimiz var, insan sağlığı açısından da bir risk teşkil etmiyor. Bu sektöre hitap eden 10 milyon nüfus var. Bu üreticileri düşünmek zorundayız. Aksi taktirde Türkiye'de tarım toprakları bir taraftan daralırken, mera alanlarımız daralırken artık köylerde üretici kesimi azalırken bizim bu politikaları yeniden değerlendirmemiz lazım. Yoksa buradaki üreticilerin büyük bir bölümü yarın şehirlere gidecek. Zaten yapılıyor bu. Bu sefer köylerde üretimi yapacak insan bulamayız diye düşünüyorum."



Ziraat Mühendisleri Odası'nın, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2016- 2017 dönemine ait verilerden derlediği bilgiye göre, özelleştirilecek Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş'taki şeker fabrikalarında 4 bin 410 kişi çalışıyor. Bu 14 fabrikanın 125 bin 402 hektarlık ekim alanında 47 bin 758 çiftçi tarafından üretilen 7 milyon 6 bin 100 ton şeker pancarının işlenmesi sonucunda 946 bin 758 ton şeker, 322 bin 370 ton melas ile 2 milyon 74 bin 129 ton yaş küspe üretildi.

Türkiye’nin İlk Trans Oyuncusu Ayta Sözeri’nin Mücadele Dolu Hayatı

Almanya’da doğdu ve altı yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye’ye geldi Ayta Sözeri, ortaokul yıllarında bir erkekten hoşlandığını fark etti ve kısa bir süre kendini sorguladı. İşte Türkiye’nin ilk trans oyuncusu Ayta Sözeri’nin mücadele dolu hayatı..



Çocukken kendisini eşcinsel zannettiğini söyleyip ve ekliyor: “O zamanlar internet yok. Halk kütüphanesine gidip ‘Bana eşcinsellikle ilgili bir kitap verir misiniz?’ diyemezdim herhalde. Önümde iki rol model vardı. Ya Zeki Müren’sin, ya Bülent Ersoy’sun. Yıllar içinde aslında ikisinin birbirine ne kadar benzediğini öğrendim.”



Duygularını anlamlandıramadı, önce annesine danıştı, yardım istedi ve psikiyatristlerin yollarını aşındırdıktan sonra bir doktorun sayesinde yaşadığı şeylerin kötü olmadığını anladı.
“En son bir doktor ‘Bu bir hastalık değil. Aklı başında bir çocuk, ileride belki trans birey olacak’ dedi. O zaman hissettiklerimin kötü şeyler olmadığını düşündüm.”



Annesi ve kız kardeşlerinin ısrarıyla ilk dönemler yaşadıklarını babasından sakladı. Bir gün babası sorduğunda yalan söylemeyi sevmediği için her şeyi anlattı ve babası tarafından ‘kibarca’ evden kovuldu.

Ataerkil bir ailede büyüyen ve babasının evden ayrılmasını istemesi üzerine kendi yolunu çizen Ayta Sözeri, hamburgercide çalışırken Ege Üniversitesi İşletme bölümünü kazandı.



“Futbol maçı sevmediğim ya da futbol oynamadığım için milli su topu takımına seçildiğim halde babam tarafından sporcu olarak görülmüyordum. Babama göre tek spor futboldu.”

Hayatı boyunca sahnelere çıkmayı isteyen ve annesine “Çenen kopsun” dedirtecek kadar çok şarkı söyleyen Ayta Sözeri, ortaokulda koroya girdi ancak Batı müziğini sevmedi ve hevesi kırıldı.



Bundan sonra tiyatroyla ilgilenmeye başladı ve yeteneği kısa sürede keşfedildi. Ancak onun aklı sahnelerdeydi, şarkı söylemek istiyordu.

“Oyunculukla alakalı bir merakım yoktu aslında ama ortaokul yıllarında şarkı söyleyemeyeceğimi düşününce sanatla iç içe olmak istediğim için, dedim ki oyunculuk yapayım. ‘En azından şehir tiyatrolarında, okul tiyatrosunda oynayayım’ dedim. Tabii ondan sonra iyi bir sesim ve şarkı söyleyebildiğim ortaya çıkınca oyunculuk benim için ikinci planda kalmıştı. O zamana kadar yıllarca bir sürü oyunda oynamıştım. Oyunculuk için Levent Kırca Tiyatrosu’nda oynadım yıllarca, başlı başına bir eğitim gibi geliyor bana.”

Ege Üniversitesi İşletme bölümünde okurken bir doğum günü partisinde çok güzel oynadığı keşfedildi ve zenne oldu. Böylece sahnelere ilk adımını attı ve yeteneği, azmi ve başarısıyla kariyer merdivenlerini birer birer çıktı.

“O dönemde bir doğum günü partisinde çok güzel oynadığımı keşfettiler. Ve zenne oldum. Bir gün çalıştığım bir yerde solist gelmeyince sahneye çıktım ve şarkıcılık serüvenine başladım. Bunlar yaşanırken bir yandan da üniversiteyi bitirdim.”
Yirmili yaşlarında, yeterince para kazandıktan sonra ameliyatla trans birey oldu. İstanbul’da bir restoranda sahne alırken yönetmen Mustafa Şevki Doğan tarafından keşfedildi ve oyunculuk dünyasına ilk adımını attı.

“Şarkı söylerken Mustafa Şevki Doğan beni oynatmak istediğini söyledi, ben mırın kırın ederken o ‘Oynarsın’ dedi. Hayat Bağları’nda oynadım, ‘Kesinlikle oyunculuğu bırakma’ dediler…”
Oyunculukla ilgili uzun yıllar ilerleme yaşamayınca artık umutsuzluğa düştüğü anda 2012’de İlker Kaleli ve Gökçe Bahadır’ın başrolleri paylaştığı Kayıp Şehir dizisinden teklif geldi.



Böylece ilk büyük sıçramasını yapan ve kendisi gibi trans bireylerin oyunculukta önünü açan bu projeyle insanların aklındaki ‘trans’ algısını yıktı: Kendi sözleriyle insanların akıllarına ’Bu kadın da bizim gibi yemek yiyormuş, uzaydan gelmemiş’ düşüncesini yerleştirdi.Ve bir sabah sürpriz bir telefonla uyandı: Arayan Türk pop müziğinin efsane ismi Sezen Aksu'ydu.



Ayta Sözeri o sabahı ve sonrasını şöyle anlatıyor: "Bir sabah telefonum çaldı. Setin olmadığı bir gün. 'Acaba açmasam mı?' derken belki setten arıyorlardır diyerek telefonu açtım. 'Ayta, Sezen ben. Sezen Aksu. Seni bir bulayım, mıncıklayacağım' dedi. Ya hala uyuyorum ya da öldüm diye düşündüm. Üç gün boyunca işletildiğimi düşünerek yeniden aramasını bekledim."
"Sonra beni davet etti, tanıştık. Akabinde beni dinlemeye geldi. Sonra yine aradı ve bana dedi ki 'Cuma, cumartesi yerine çıkacak birini bulabilir misin?' Meğer Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda beni sahneye çıkaracakmış." Ve birlikte dokuz konserlik bir efsaneye imza attılar...


Gerçekçi ve hayatın içinden bir oyunculukla canlandırdığı Duygu karakterinin ardından 2014’te Ulan İstanbul’da Umay, 2015’te ise Paramparça’da Nezaket karakterine hayat verdi. Ve tüm Türkiye oyunculuğuna hayran kaldı. Yaşadığı bedeni kendi çabası ve ailesinin desteğiyle keşfeden, çıktığı bu yolda kariyer basamaklarını birer birer tırmanan Ayta Sözeri, kendisine gelen hayat kadını trans birey rollerini nasıl geri çevirdiğini şöyle aktarıyor: “Elbette bir hayat kadınını da canlandırabilirsin. Bir katili de canlandırabilirsin. Bir karakteri varsa ve bir şeyi anlatıyorsa oynarsın. Beyoğlu’nda bir film çekilince, illa bir travesti orada olacak, illa ya pazarlık yapacak ya fuhuş yapacak, ya birini ya kendini bıçaklayacak vb. Bildiğimiz klişeler… Bu gibi şeyleri asla kabul etmedik. On yıllık bir beklemeden sonra bu tip rolleri oynamamanın ne kadar iyi olduğunu gördük.”



Zorunlu olarak seks işçiliği yapan arkadaşlarının desteği ve maddi yardımlarıyla bugünlere geldiğini sık sık ifade eden ünlü oyuncu, Aile Arasında filminde canlandırdığı Behiye karakteriyle gönüllere taht kurdu ve adeta yıldızını parlattı. Gülse Birsel’in kaleme aldığı Aile Arasında filminde Demet Evgar, Engin Günaydın, Devrim Yakut, Şevket Çoruh, Erdal Özyağcılar, Fatih Artman, Su Kutlu ve Derya Karadaş gibi isimlerle çalıştı.

24 Şubat 2018 Cumartesi

Fecebook'u En Garip Kullanan Ülkelerden Biriyiz

Her halde bizim Ülkemiz kadar garip kullanan bir Ülke bulamayız. Bu alanda da eşimiz benzerimiz yoktur eminim, adeta boyut atlamış durumdayız bu konuda. Bazı facebook paylaşımlarında ama bu kadar da olamaz dedirten manzaralar la karşılaşıyoruz. Hadi buyurun sizde biraz şaşırın :)

Ayıp ettin, tabii canlı :)


Yuhhh demek geldi icimdem ama kaba olmak okuyucularıma ayıp olur. Valla canım, pazarlaman çok iyi demek isterim. :)


Haklı arkadaşlar dağılabiliriz :)


Ne denilebilinir ki. Allah akıl fikir versin..


Hahahaha


İş görüşmelerinde beklediğimiz seviye



Temiz muhit dediğin böyle olur.:))))


Çok ara verme sonra sensiz ne yaparız biz..


Töbe töbeeeee



Çok sinirlenmiş çok, bu kadar güzel olunur mu canım. Öbür tarafta nasıl görüşecekler onu da anlamadım da neyse..



 

Facebook'ta Çok Ayrı Kafaların Yaşandığını Gösteren Bir paylaşımdır..:)))



Uygulamalı anlatım..:))))


hahahaha çok güldüm. Nasıl bir kafa yaşıyorsa..