20 Nisan 2021 Salı

Dermaroller İşleminin Faydaları

DERMAROLLER İŞLEMİNİN ÇALIŞMA PRENSİBİ

Dermaroller işleminin en önemli faydası cildi uyarmak.Dermaroller'ın işleyiş prensibi; ölü deriyi atarak uygulanan bölgede deri altına sinyal gönderip,yeni hücre oluşumunu tetiklemek.28 ile 45 gün arasında atılacak eski hücrelerimiz bölgeye uygulanan dermaroller işlemi sayesinde ;metabolizma tarafından yara olarak algılanıp,metabolizmaya yeni hücre oluştur emrini yollar.Dolayısıyla artan lif
ve artan hiyalüronik asit üretimi sayesinde daha gergin,daha aydınlık bir cilt oluşur.Bu bir tür antiaging etkisidir.

NASIL UYGULANIR

Gerekli hijnenik şartlar sağlanmalı ve işleme öyle başlanmalı.Dezenfekte edilmiş bir cilde uygulama yapmak gerekiyor;yüz antibakteriyel bir ürünle temizlenir.Dermaroller ne kadar dik açı ile tutulup,uygulama yapılırsa;iğneler o kadar derine iner.Ne kadar çok kanal açılırsa,etkiside o kadar yoğun olur.Roller ile aynı alanda yatay ve dikey geçişler sağlayabilirsiniz.


İŞLEM SONRASI DİKKAT EDİLECEKLER

Uygulama sonrası cildimizde kanallar olacak ve kullanılan ürünün daha derinlere inmesine olanak tanıyacaktır.Probleminize göre ürünler seçerek;hemen uygulama sonrası cildinize sürebilirsiniz.
Roller uygulama sebebimize göre ürünler seçmeliyiz.Örneğin selülit için uygulama sonrası kafein içeren ürünler,antiaging etkisi için vitamin ve aminoasit içeren ürünler,çatlaklar için gerginleştirici etkisi olan dimetilaminoetenol etken maddeli ürünler uygulanabilir.Uygulama kanallar açtığı için ciltte belirli bir kızarıklık ve sonrası hafif acı hissi oluşturabilir,bu olağandır.Probleme uygun ürün seçilerek uygulandıktan sonra mutlaka güneş koruyucu ürün cildi korumak gerekir.

HANGİ SIKLIKTA YAPMALIYIZ

Kür olarak uygulamak gerekir.Örneğin haftada bir 4 seanslık bir kür yapılıp 5. seans için 15 günlük bir ara 5 ve 6.seans arasında yine bir 15 günlük ara sonrasında ayda bir uygulama yapılabilir.Daha sık uygulanmasının tahriş edici bir sonuç yaratabileceğinden örnek uygulama ile devam edilebilir.

Uygula deneyimimi paylaştığım videoyu izleyebilirsiniz.



19 Nisan 2021 Pazartesi

Sabrın Sonunu Getirememek.










WordPerfect'in yardım hattında banda alınmış bir telefon konuşması. Bu konuşma sonrası yardım hattındaki eleman işinden kovuluyor. Kovulduktan sonra da şirketi kendisini "Gerekçesiz" isten çıkardığı için mahkemeye veriyor. İşte telefon konuşması.


    • Yardım hattı, buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?

    • Bir sorunum var.

    • Nasıl bir sorun?

    • Yazı yazıyordum, birden bütün kelimeler gitti?

    • Gitti mi?

    • Yok oldu!

    • Ekranda şu anda ne görüyorsunuz?



    • Hiçbir şey.

    • Hiçbir şey mi?

    • Yazdığım hiçbir şey ekrana çıkmıyor.

    • Hala Wordperfect programında mısınız yoksa programdan çıktınız mı?

    • Bunu nereden bileyim?

    • Ekranda bir "C" harfi görüyor musunuz?

    • Bir "hece" mi...

    • Boş verin. Ekranda yanıp sönen bir çizgi var mi?

    • Söyledim ya hiçbir şey yazmıyor.

    • Monitör üstünde yanan bir lamba var mi?

    • Monitör ne?

    • Ekranı olan yer, televizyon gibi... Çalıştığını gösteren küçük bir lamba var mı?

    • Bilmiyorum.

    • Monitörün arkasına bakın, oraya bir elektrik kablosu giriyor olması lazım. Görebiliyor musunuz?

    • Evet.




    • Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektriğe bağlı mı bana söyleyin.

    • Bağlı

    • Harika. Monitörün arkasına bakınca bağlı olan tek kablo mu gördünüz, yoksa iki tane mi?

    • Görmedim.

    • Tekrar bakar mısınız, ikinci bir kablonun da bağlı olması lazım.

    • Evet buldum.

    • Tamam, simdi onu takip edin bilgisayara bağlı mı diye bakın.

    • Kabloya ulaşamıyorum.

    • Ulaşmayın, bağlı mı diye bakabilir misiniz?

    • Olmuyor.

    • Bir şeyden destek alıp eğilip bilgisayarın arkasına baksanız....

    • Eğilmek dert değil, karanlık olduğu için bakamıyorum.

    • Karanlık?

    • Ofisin ışıkları kapalı, pencereden gelen ışık yetmiyor.

    • Ofisin ışıklarını yakın.

    • Yanmaz.

    • Neden?

    • Elektrikler kesik.




  • Elektrikler mi kesik. Tanrım...!(kısa bir sessizlik) Bilgisayarın kutusu, kitapları her şeyi duruyor mu?

  • Evet dolapta.

  • Simdi bilgisayarı sökün , aynen aldığınızdaki gibi paketleyin ve aldığınız dükkana iade edin.

  • Durum bu kadar kötü mu?

  • Korkarım öyle!

  • Peki tamam. Onlara ne diyeceğim?

  • Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalım" diyeceksiniz...



ALINTI

OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!

29 Mart 2021 Pazartesi

Mikrodalga Fırın Kullanmak Gerçekten Zararlı mıdır?



Son verilere göre insan sağlığına doğru kullanıldığı sürece fırının bozuk olmaması önemli hiç bir zararı olmadığı doğrultusunda. Mikrodalga fırın kullanmak gerçekten zararlı mıdır? Bir kase çorbanın 30 saniye içerisinde döne döne nasıl da hızlı bir şekilde ısındığını ilk defa gördüğümüzde çok şaşırmıştık. Bu ışıklar ve garip sesler çıkaran ‘’radyasyonlu’’ cihaz, pratik ve hızlı olmasıyla bizi cezbetse de uzun süre evlerimize giremedi. Mikrodalga fırınlar ile yapılan pratik yemekler de bu gerçeği değiştiremedi. Günümüzde özellikle Amerikalıların çokça kullandığı mikrodalga fırınlar, sağlığa zararlı ve kanserojen olabileceği konusunda birçok tartışmalara yol açtı. Bazı insanlar mikrodalga fırınları çok sevdi, baş tacı yaptı.

Diğer yandan bir o kadar karşıt görüşlü insan da sağlığa zararlı olabilir endişesiyle hiç kullanmadı. Bu konuyu bilimsel yönleriyle ele alıp, sizin için araştırdık. Mikrodalga fırın nasıl çalışır? Mikrodalga fırının içerisinde ‘’Magnetorn’’ adı verilen bir parça bulunur. Bu parça, 60 Hz’lik enerjiyi mikro dalgalara dönüştürür.
Bu dalgaların hedefi ise fırının içerisine koyduğunuz su molekülleridir. Bu mikro dalgalar su moleküllerini titreştirerek yemeğinizi hızlıca ısıtır. Burada önemli olan mikrodalga fırına konulacak yiyeceklerin su içeriyor olmasına dikkat etmek, bazen de su ilave etmektir.
Çünkü mikro dalgalar su içermeyen maddeleri es geçer. Cam kase içerisine koyduğunuz yiyeceğin üzerinden dumanlar çıkarken, kasenin hiç ısınmamış olmasının sebebi budur.
Camda su olmamasından dolayı mikro dalgalar kasenizi etkilemez. Mikrodalga fırınlar kansere yol açar mı? Bu konuda iki farklı görüş var. Mikrodalga fırınların kansere yol açarak sağlığa zararlı olduğunu iddia edenler, mikro dalgaların yiyeceklerdeki besin değerlerini oldukça azalttığını iddia ediyor.
Böylece vücudumuza aldığımız vitaminlerin değeri bozuk veya değişmiş oluyor. Bir diğer önemli nokta da plastik kapları hiçbir şekilde mikrodalga fırınlara koymamak. Yüksek ısı yüzünden plastik maddelerde bulunan BPA açığa çıkıyor ki bu kansere yol açan bir madde. Her ne kadar bazı plastik kaplar mikrodalga fırınlarla uyumlu etiketi taşısa da, bu kapların bile güvenilir olmadığı yaygın görüşler arasında.
 İsviçre’de yapılan klinik bir araştırmaya göre, mikrodalga fırında ısıtılmış/pişmiş süt ürünleri ve sebzeleri tüketen kişilerin kan basıncında ve kalp atışlarında değişimler görülmüş. Bunun sebebi de aslında insan sağlığı üzerinde gözle görülür zararı olmayan, iyonize olmayan radyasyon.
 Mikrodalga fırınlar gerçekten zararlı mı? İngiltere’deki Kanser Araştırmaları Merkezi ise mikrodalga fırınların hiçbir şekilde kansere yol açmadığını savunanlar arasında. Tüketicilerin bu cihazları kullanmadan önce kullanma talimatlarını çok iyi okuduğu ve uyguladığı sürece zarar görmeyeceklerini iddia ediyorlar.
Mikrodalga fırınlardan yayılan radyasyonun insanı etkilemeyecek kadar az olduğu için bir tehlike oluşturmadığını bu yüzden tek yapmak gerekenin kapağı kapalı ve güvenli şekilde çalıştırmak olduğunu söylüyorlar.
 Mikrodalga fırınlardan çok etrafımızda radyasyona maruz kalmamızı sağlayan daha fazla etken var. Bilgisayar ekranları, cep telefonları ve hatta güneş. Siz hangi görüştesiniz veya mikrodalga fırın kullanıyor musunuz bilmiyoruz ama pratikliğiyle mutfak alışkanlıklarımızı değiştirdiği kesin

Erzincan Çorbası

Ülkemdeki sentezi çok seviyorum, her yörenin kendine has harika lezzetleri var.Çok sevdiğim bir lezzetle karşınızdayım tarifi aldığım Erzincan'lı arkadaşın dediğine göre Erzincan'da bile farklılıklar gösteriyormuş bu çorba. Kimi maydanoz kullanıyormuş kimisi nane. Kimi içine nohut katıyormuş kimiside bizim tarifteki gibi nohutsuz yapıyormuş.Erzincan halkı bu çorbaya genel olarak un çorbası bir kısmı ise aş çorbası derlermiş :)
Erzincan çorbası malzemeler :
250 gram kıyma
bir avuç maydanoz yaprağı
1 tane ince doğranmış soğan
bir paket hazır erişte makarnası
Tuz karabiber
1 kaşık salça 2 kaşık yağ (sıvı yağ)
1 yemek kaşığı un, köftelerin yapışmasını önlemek için üzerine serpeceğiz.
Sıcak su, miktarını siz sevkinize göre ayarlayın.
 Terbiyesi için malzemeler 
2 su bardak yoğurt (süzme kullanacaksanız yarım kilo yeterli gelecektir)
1 yemek kaşığı un
1 yumurta sarısı
 Limon suyu (yarım)
iki diş ezilmiş sarımsak
1 su bardağı su Üzerini süslemek için, zeytinyağ 1 kaşık, tereyağ 1 kaşık, nane, tuz karabiber

 Erzincan Çorbası Tarifi 
Öncelikle köftesini hazırlayalım, ayıklayıp yıkadığımız maydanoz yapraklarını incecik kıyalım. Karıştırma kabına alalım üzerine kıymayı tuzu ve karabiberi ekleyip yoğuruyoruz. Kıvama gelene kadar yoğuralım daha sonra fındık büyüklüğünde köfteler yapalım unlanmış tepsiye köfteleri atalım. Bir tencereye 2 kaşık yağı alalım incecik doğradığınız soğanları ilave edelim. Hafif soteledikten sonra köfteleri ilave edelim renkleri değişene kadar kavuralım. Daha sonra sıcak su ilave edelim kaynama başlayınca erişteyi ilave edelim pişmeye bırakalım. Biz bu arada terbiyesini hazırlayalım. Tüm malzemeyi bir kaba alalım blendırla pürüzsüz hale gelene kadar çırpalım. Kepçe yardımı ile tencereden yemeğin suyundan alıp terbiyenin içine koyalım ılınmasını sağlayalım yapacağımız bu işlemle terbiyeniz top top olmayacak tencereye boşaltınca. Terbiyeyi tencereye ilave edelim karıştıralım. Bu arada bir tavaya sağları alalım kızdıralım üzerine naneyi ekleyelim ocaktan alalım çorbamızın üzerine ekleyelim son olarak ta tuz ve karabiberini ekleyelim. Nefis çorbamız servise hazır, Afiyet olsun😊

Kirpi Köfte Tarifi (Videolu)



Kirpi Köfte Tarifi

Özellikle çocuklarınızın ve benim gibi çocuk kalmayı tercih edenlerin çok beğeneceği bir tarif ile sizlerleyiz..
Kirpi Köfte Tarifinin Malzemeleri
Yarım kilo köftelik kıyma
1 tane orta boy soğan
Pirinç ( 1 çay bardağı)
Tuz
Karabiber
Kimyon
Biber salçası (1 tatlı kaşığı)
Domates salçası (1 tatlı kaşığı)
Bir çay bardağı domates rendesi, yoksa domates sosu yarım çay bardağı
3 yemek kaşığı, zeytinyağı
1 su bardağı su...devamı için videoyu izleyiniz.

28 Mart 2021 Pazar

3 Malzeme İle Pişi Tarifi







Oldum olası sabah kahvaltılarına önem veririm çok iyi hatırlıyorum ilkokula giderken annem çalıştığı için kahvaltıları yalnız yapardım. Hiç üşenmeden o yaşta kendime her sabah sofra hazırlardım özene bezene. Tabii pişi yapmazdım, o işler sonra ki dönemlerde başladı. Ben şimdi ki çocuklara şaşıyorum yemek yemeden güne başlıyorlar. Neyse çok konuşunca kendimi yaşlı hissediyorum evet efendim şimdi çok az malzeme ile kahvaltı veya beş çaylarının yanına nefis bir PİŞİ tarifimiz var. Bize gerekli olan un, yoğurt ve kabartma tozu. Çok az malzeme ile yapacağınız, mayasız, puf puf bir hamur kızartması tarifi...
 Malzemelerimiz:
1 su bardağı, yoğurt
2 su bardağı, un
1 paket, kabartma tozu
Bir kapta tüm malzemeyi buluşturup ele yapışmayan bir hamur elde edin. Daha sonra unlu tezgahta 1 cm kalınlığında açalım, resimde görüldüğü gibi bardak veya kalıp yardımı ile daireler çıkaralım. Ortalarına peynir koyup yarım ay şeklinde kapatalım. Ve kızgın yağda önlü arkalı kızartalım.



Tarif 2

Kabartma tozlu pişi tarifi için malzemeler elimizin altındaki malzemeler yoğurt her evde bulunur. 1/2 su bardağı yoğurt  (yarım bardak) 1 adet yumurta, 1/3 su bardağı ( çeyrek bardak) sıvıyağ ben zeytinyağı kullandım. Kabartma tozu ( bir paket) , tuz aldığı kadar un. 


Hazırlanması

Hamuru hazırlamak için derin kapta yağı, yumurtayı, yoğurdu ve kabartma tozunu karıştıralım.
Üzerine unu azar azar un ilave edelim. Ele yapışmayan bir hamur elde edelim, hamuru ikiye ayıralım , İnce açıp bıçakla kesip kızartalım. Üzerine dinlerseniz pudra şekeri serperek servis edin. 

27 Mart 2021 Cumartesi

Yağlı Ciltler İçin Maskeler












Suna Dumankaya hocamızın çok güzel bir karışımı vardı hatta bir arkadaşım bu reçeteyi uyguladı ve faydasını görmüştü. Haftada iki kez bu maskeyi uygulamanızı öneririm.
1 yemek kaşığı beyaz kil
Elma suyu (bir tatlı kaşığı)
Kara üzüm suyu (1çay kaşığı)
Limon yağı (iki damla)

Temiz yüze bu karışımı sürün, yirmi dakika bekletip ılık su ile yıkayın.

Yağlı cilt farklı cilt tiplerinden biridir, sıkta karşılaşılan bir cilt tipidir. Öncelikle işaretleri nedir? Nasıl Fark edilir? Öncelikle gözle görülür parlama olur bu tip ciltlerde, çoğunlukla geniş gözenek yapması T bölgesinde yoğun hissedilir.



Gevşek ve kalın deridir burada ki deri, yağlı ciltte önerdiğimiz maskeler fazla yağı emen kil maskeleri, beraberinde eğer uygun kozmetik bakımı yapılmamış gözenekler tıkanmış siyah nokta ve sivilceler oluşmuşsa.



O zaman soyucu yenileyici maskeler. Doğal maddelerden organik maskeler tercih eden kişiler için, bunlara en uygun örnekler elma, turunçgiller gibi meyve asitli maskeler bu ciltler için çok uygundur.



Bu maskeler soyucu yenileyici maskelerdir. Birde salatalık doğal madde olarak örnek vereceğimiz bunları içeren maskeler organik maskeler rahatlıkla kullanılabilir.



 

Yağlı ciltler için, kil maskesi


3 çorba kaşığı su
Yarım yemek kaşığı beyaz kil
Bir tatlı kaşığının yarısı, kaşığı limon tozu
1 çorba kaşığı aspirin tozu (silme olmayacak)


Uygulaması:
Tüm malzemeleri bir kaba alalım ve güzel bir şekilde karıştıralım. Çok iyi karıştığından emin olunca, cildimize uygulayalım ve 15 dakika bekletelim. Süre sonunda ılık su ile yıkayalım. Bu maskeyi haftada bir kez uygulayabilirsiniz.

Yağlı Ciltler İçin Elma maskesi


Malzemeler :

Bir Elmanın yarısı
1 adet yumurta akı


Hazırlanışı ve uygulaması:
Öncelikle elmayı soyalım ve çekirdeklerini temizleyelim. Ve daha sonra rendeleyelim, üzerine 1 tane yumurta akını ilave edelim ve çok güzel karıştıralım. Cildimizi temizleyip hazırladığımız bu maskeyi her hafta bir defa cildimize sürelim ve 20 dakika bekletip ılık su ile yıkayalım. Bu maskeyi yatmadan önce yaparsak daha çok faydasını görürüz.

Perihan Savaş Kaybettiği Eşi Yılmaz Zafer'e Yazdığı Duygusal Mektup.

 




Perihan Savaş, 1995 yılında, 39 yaşında hayatının baharında kaybettiği eşi Yılmaz Zafer'e Sevgililer Günü öncesi duygusal bir mektup ile hislerini kaleme aldı. Perihan Savaş, mektubunda vefat eden eşine ''Bana aşkın nasıl olduğunu öğreten adam'' diye yazdı.

 

Perihan Savaş, 1987 yılında hayatını birleştirdiği, 1994 yılında geçirdiği kalp krizi sonrası gelişen ağır sağlık sorunlarına bedeni yenik düşen eşi Yılmaz Zafer'i, Sevgililer Günü öncesinde kaleme aldığı duygusal bir mektupla andı.



Savaş, geçen yıllara rağmen acısını hala derinden hissettiğini, hayatın asla eskisi gibi olmadığını anlattığı mektubunda eski eşine şöyle seslendi:



''Adamım, iyi yüreklim, güzel eşim, bana aşkın nasıl olduğunu öğreten adam... 'Kavuşamazsın aşk olur, kavuşursun ama yarım kalır, o zaman da büyük aşk olur' derler ya hani. Öyleydi seninle olan aşkımız. Beni ve biricik oğlumuz Savaş'ı yarım bıraktın ama ikimiz de gökyüzüne baktığımız her an senin gülen ve güzel yüzünü görüyoruz. Çok özlüyoruz seni.



Sanıyor musun ki gündüzler sadece gündüz... Sen gittiğinden beri geceler uzuyor, geceler güne dönmüyor adamım.



Gün aydınlanmıyor. Aydınlık diyorlar ama benim sensiz gönül gözüm aydınlığı göremiyor ki. Fakat oğlumuz için ve aşkımızı güçlü tutmak için, aşkımıza olan saygım ve sevgimi çoğaltmak için sen durmadan çabalıyorsun benim içimde.Senin gücünle oğlumuzu büyütüp bugünlere geldim.



Turgut Uyar'ın da dediği gibi; 'Çünkü herkesin bir gideni vardır, içinden bir türlü uğurlayamadığı' Bana güzel olan her duyguyu fazlasıyla yaşattığın için sonsuz teşekkür ederim. Huzur içinde yat güzel yürekli adamım. Oğlumuz bana emanet.''


Yağ Parası Mum Parası Akşam Oldu Kandil Parası



Kandil değince aklıma çocukluğumun kandil akşamları gelir. Tüm mahalleyi paylaşım için yapılan hamur kızartması ve helva kokuları sarardı hımmm anneciğimin yaptığı un helvası geldi aklıma. Annelerimizin hazırladığı bir tepsiye koyulan komşuya gidecek lokmaları veya helvayı dökmeden yerine götürmekti öncelikli görev. Görev tamamlandıktan sonra akşam yemeğini sabırsızlıkla beklerdik sabırsızlığımı fark eden annem hep kızardı bana "öyle herkesin evinin kapısına gitmeyin sakın bak duyarsam sonra bir daha izin vermem der" her seferinde :) Tüm arkadaşlar toplanır akşam namazından sonra kapı kapı elimizde bir küçük kapta yanan mumla "yağ parası mum parası, akşam oldu kandil parası" manisi ile topladığımız bozuk paranın  sevinci. Zaten hazır kapı önünde bir tabakta durur her kapı çalındığında oradan alınan bozuk para her gelen çocuğa ailenin ekonomik durumuna göre bazen az bazen çok hasılat toplanır. Ve paralar birleştirilir bir güzel abur cubur alıp büyük bir keyifle yenir:) Çoğunuzun şimdi çocuğunu gönderde görelim der dediğini duyar gibiyim. Devir gerçekten değişti o zamanlar İstanbul bu kadar kalabalık değil. Apartman kültürü yok bahçeli evlerde büyüyen çocuklarız. herkes birbirini tanır kime gidebiliriz kime gidemeyiz büyüklerimiz bize söyler bizde dinleriz. Bahçeli evlerde büyüyen şanslı nesil olarak ramazan günlerinin o güzel günlerini anlata anlata bitiremem şahsıma. O kocaman masaların birleştirerek iftar yemeklerinin lezzeti hala damağımdadır, Hayırlı kandiller dilerim..

“Yağ parası, mum parası
Akşam oldu kandil parası
Kömürlükte kömür
Hanımlara ömür   
Merdivenden iniyor
Bize para veriyor 
Yağlı kapı, ballı kapı
Halkası büyük, renkli kapı”

26 Mart 2021 Cuma

Güzel Bir Poğaça Yapmanın Püf Noktaları


                    






Poğaça hamuru Nasıl hazırlanır ?

İyi poğaça yapabilmek için bazı temel kurallar vardır bunlar nelerdir? Olmazsa olmazları, Un, iki farklı yağ, yumurta, yoğurt, kabartma tozu, ve tuz kaliteli ve taze olmaları çok önemli bu malzemeler hazır ise iyi bir poğaça içinde hazırız. İç malzeme için dilediğiniz damak tadınıza göre hazırlayabilirsiniz .



Gerekli malzeme listesi

  • 125 gr margarin eritilmiş

  • 110 gr sıvı yağ

  • 100 gr yoğurt

  • Çeyrek paket kabartma tozu

  • Tuz

  • İki tane yumurta birinin sarısı ayrılacak

  • Aldığı kadar un



İyi Bir Poğaça Hamuru Hazırlanışı Nasıl Olmalı?


Bir derin yoğurma kabına un hariç bütün malzemeleri alalım ve iyice karıştıralım. Ardından unu yavaş yavaş ekleyip yoğurmaya devam edelim. Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edelim hazır olan hamurumuza dilediğiniz iç malzeme ile doldurup uçlarından kapatalım. Açtığımız hamuru üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürelim. İsteğe göre çörek otu yada susam atabiliriz. Daha önceden ısıtılmış 200 derecelik fırına sürüp üzeri nar gibi kızarana kadar pişirelim. Tahmini süre yarım saat olabiliyor fırının ısısına bağlı.


İyi ve yumuşak poğaça Nasıl elde ederiz ?


Evde yapılan poğaçalar genelde kıtır kıtır oluyor ama yumuşak poğaça elde etmek istiyorsanız sıvı yağını daha az kullanmanız öneririm. Hatta zeytinyağ hiç kullanmayınız nedeni zeytinyağ poğaçacı sertleştirir, zeytinyağ yerine margarin miktarını arttırabilirsiniz. Örneğin 125 gr margarin yerine 170 gr gibi fazlalaştırabilirsiniz. Yoğurtta kıtırlaşmasına sebep olabilir yoğurdun da miktarını azaltabilirsiniz. Yani kısaca poğaçamızın sertleşmesine neden olan yoğurt ve sıvı yağını azaltabilirsiniz .


Poğaçayı taze kalması için Nasıl saklayabiliriz ?


Poğaçamızın taze ve uzun süreli dayanaklı kalması için oda ısısında ve kapaklı cam olursa iyi olur bir kapta bulundurulmalı yada üzerini Streç film kapatabilir önemli olan poğaçaların hava almadan serin yerde saklanması asıl amaç. Hava almazsa sertleşmez yumuşak kalır hemde uzun süreli dayanır. Aslına bakarsanız evinizde yapılan çoğu yiyecekleri iki gün içerisinde tüketmeniz daha iyi olur yapıldığı gün tüketmek en güzeli ama hava almadan üç gün saklayabilirsiniz.

Afiyet olsun....



Şifa Kaynağı Gıdalar





LİMON


 Şifa kaynağı olan narenciyemiz limon yüksek miktarda magnezyum içerir ve metabolizmayı hızlandırır.

YOĞURT

Geçmişten günümüze bir Türk besini olan yoğurdun faydaları saymakla bitmez. Barsak da ki faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlayan yoğurt aynı zamanda vücuda serinletici bir etki sağlar. Fakat marketten aldığınız yoğurt sağlık açısından oldukça tehlikelidir. Emin olun market yoğurdu yerine hiç yoğurt tüketmemeniz daha sağlıklı olacaktır. Size önerim günlük süt ile kendi yoğurdunuzu evinizde mayalamanız olacak. İnanın birkaç sefer de yoğurt yapmanız çok daha kolay olacak.




CEVİZ ve İNCİR

Kurban’da adı geçen incir adeta bir şifa kaynağıdır. Hem ceviz hem de incir vücut için gerekli birçok yararlı mineraller bakımından oldukça zengindir.


KAYISI

Beta karoten açısından oldukça zengin bir meyve olan kaysı barsakları yumuşattığı için sindirim sistemi açısından da oldukça faydalı bir besindir. Ayrıca kayısı kemik sağlığı için gerekli olan mineral ve vitaminler içerir.


ELMA

Özellikle şeker hastalarına önerilen bir meyve olan elma insülin hormonu dengeleyen ve kan şekerinin düzene girmesini sağlar.


ENGİNAR

Halk arasında en bilinen faydası karaciğeri temizlemesidir. Sindirimi yağ yakımını hızlandıran enginar meyvesi aynı zamanda günlük c vitaminin yaklaşık yüzde yirmisini karşılar.



KIRMIZI LAHANA

Sindirim için oldukça faydalı olan lahana aynı zamanda yüksek miktarda C vitamini içerir.


KARPUZ

Yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi karpuz sıvı kaybolması azaltır hem de böbrekleri temizler.


KEREVİZ

Düşük kalorili besinler arasında yer alan kereviz sinir ve sindirim sistemi sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Ayrıca eklem ağrıları başta olmak üzere romatizmal ağrıları da azalttığı söylenmekte.


NANE
Tüm sindirim sistemleri ve şişkinlik rahatsızlıklarında naneyi kullanabilirsiniz.


SARIMSAK

İşte yine bir mucizevi besin sarımsağın faydaları ile sizlerleyiz. Antibiyotik etkisi yaratan sarımsak aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir, Vücuttaki zararlı bakterileri ve virüsleri etkisiz hale getirir.


Zencefil

İyi bir antioksidan olan zencefil aynı zamanda kanın temiz kalmasını sağlar. Zencefil soğuk algınlıklarından tutunda çağımızın hastalığı kansere kadar bir çok hastalığa karşı kullanılmakta. Özellikle uzmanlar son yıllarda zencefili destekleyici tedavi olarak tavsiye etmekte. Tabi ki doktor tavsiyesi ile kullanmak kaydı ile.


Brokoli

İçindeki B vitamini ile sinirleri güçlendiren brokoli sebzesi aynı zamanda vücudun demir ihtiyacını karşılayan mucizevi bir sebzedir. Aynı zamanda







25 Mart 2021 Perşembe

Kısa Boylu Kadınlar İçin Giyinme İpuçları







Biraz zordur içinde kaybolmadığımız kıyafeti bulmak. Ülke genelinin boy takvimi biliniyor ama yine de ısrarla aynı boylarda standart pantolon, etek ve elbise sunumu yapar tekstil firmaları. Olduğunuzdan daha kısa görünmekten veya proporsiyon hataları yapmak istemiyorsanız yazımıza bir göz atın derim.

Bacaklarınızı nasıl uzun gösterebilirsiniz.
En iyi yolunun beli öne çıkarmaktır, en şık yolu ise kemer takmaktır. Bol bir elbise veya blazer ceketin (bir beden büyük) hem tarz hem de uzun gözükeceksinizdir.


Mini etek giymeyi seviyorsanız
Ben mini etek giymek istiyorum diyenlerdenseniz sivri burunlu ayakkabılarla veya kısa botlarla giyin. Çünkü Sivri burunlu ayakkabılar bacak boyunu uzatmak konusunda harikalar yaratabilir.


Kısa ve dar kotları tercih edin

Kulağınıza  mantıksız gelecek belki de  ancak yüksek belli, crop ve vücudu saran bir kot; küçük bir bilek görüntüsü sizi olduğunuzdan daha uzun gösterebilir.



Modeli ne olursa olsun  yüksek bel pantolon sizin için uygun.

Adeta yüksek bel olan her şey minyon kadınlar için yaratılmıştır. Kot pantolon, deri pantolon, culotte, hiç fark etmez. Belinizin inceliğini vurgulayan her şey bacaklarınızın daha uzun olduğu ilüzyonunu yaratabilir.



Renk konusunda kararsızlık yaşıyorsanız siyah giyin

Gideceğiniz yer neresi olursa olsun kısa bir tereddüt yaşıyorsanız baştan aşağıya siyah giyebilirsiniz . Siyah kombinler kısa boylu kadınların her zaman güvenebileceği B planıdır. Siyah pantolonlarla siyah botlar bacaklarınızın daha uzun olduğu ilüzyonunu yaratabilir.



Asla ve asla kat kat giyinme trendine kapılmayın.

Büyük beden giyebilirsiniz ama kat kat trendinden uzak durun. Bu trend minyon kadınlar için uygun bir trend değil. Kat kat giydiğinizde bir ton kıyafetin altında küçücük bir silüet olarak kalacaksınız. Ancak kombininizin star parçası sizsiniz. Parçaları kombinlerken fazla savurgan davranmayın.



Dolabınızda bir tane Uzun bir mantonuz olsun.

Uzun mantolar sizin adeta kurtarıcınız olacak hem basit kombinin üzerine giydiğiniz zaman sizi bir çok zahmetten kurtaracak. Hem de görsel olarak sizi de olduğunuzdan daha uzun gösterecektir.



Kısa topuklar da mucizeler yaratabiliyor.

Evet kısa görünmeyi topuklu ayakkabılar kamufle ediyor ama herkes topuklu ayakkabı giyemiyor. Veya sevmiyor olabilirsiniz bu yılın trendi kısa topuklu ayakkabıları da rahatlıkla giyebilirsiniz. Hem modayı takip edebilir hemde uzun görünebilirsiniz.


Işığı Yanan Evler



İçimizi ısıtacak bir yazı🥰


Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya’ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim.

Gençtim, bekardım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum.



Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.

Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum.



Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacıanneye sıkılarak: “Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?” dedim.
Hacıanne: ” Evladım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz” dedi.

Merak ettim, tekrar sordum: “Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?”



Hacıanne: “Hayır evladım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz.”



Konya Ovası’nda, ya da bir başka yerinde Türkiye’nin, trenden inen yabancılar için “Işığı yanan evler yerinde hala duruyor mudur?”

ALINTI


OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!

Anne ile Kayınvalide Arasındaki Önemli Fark



Anne ile Kayınvalide Arasındaki Önemli Fark


Yaşını başını almış iki eski arkadaş hanımefendi yolda karşılaşmışlar. Hal hatır sormuşlar. Sıra çocuklarına gelmiş.“Senin oğlan nasıl,evlendi mi?” diye sormuş biri,

“Evlendi” demiş öteki,“evlendi ama ah, sorma,öyle bir gelin çıktı ki,felâket!..
“Sabahtan akşama çalışıyor, evde doğru dürüst yemek pişmiyor, yorgun olduğu zaman oğluma yemek pişirttiriyor. Bazen sabah kahvaltısını bile oğlum hazırlıyor.

Ne dikiş var, ne ütü. Bir kadın bulmuş, bütün işi ona yaptırtıyor. Evde prensesler gibi oturuyor, oğlum için özel hiçbir şey yapmıyor, çok üzgünüm, çok…”

“Vah vah” demiş arkadaşı, “peki kızın nasıl, o da evlendi mi?”…

“O da evlendi” demiş arkadaşı, “ama o çok mutlu, öyle iyi bir damadım var ki, kızımın elini sıcak sudan soğuk suya sokturmuyor.

Kızım çalıştığı için çok yoruluyor, çoğu akşam, yemekleri beraber pişiriyorlar, hatta bazen damadım hazırlıyor. İnanır mısın öyle iyi bir çocuk ki tatil günlerinde kahvaltısını kızımın yatağına götürüyor.

Bir kadın bulmuşlar, evin bütün işlerini o yapıyor, kızım evde hiç yorulmuyor, prensesler gibi oturuyor, kocası da ondan iş beklemiyor, çok memnunum, Çooookkkk…

Yoruma fazla gerek yok, gelininizi kendi kızınız gibi görmeniz dileği ile..:)

ALINTI

OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!

İrmikli Kadayıflı Revani (Videolu)




Kadayıflı revani bizim evde severek tüketilinen bir tatlıdır. Haftada bir yapılır nerede ise. Tatlıya düşkünlüğüm göz önüne alındığında 3/1 ni benim tükettiğimi söyleyebiliriz.🥺 Tatlı krizlerini her gün yaşayan bir kişi olarak elimin altında evde yapılan bir tatlı olması avantaj olarak bakıyorum. Hani şu reklamlarda tatlı krizinde gecenin bir yarısı kendini sokağa atan kadın gibi olmak istemem😁 Kendimi kandırmada üstüme yoktur çilek geçirmiş kişiler (kanser) şekerden uzak durmalı ama duramıyorum🙄

Kadayıflı Revani

3 tane yumurta
1 çay bardağı şeker
1 su bardağı sıvıyağ
1 paket vanilya
1 paket Kabartma tozu
2 Yemek kaşığı un
2 Yemek kaşığı irmik
1 su bardağından 2 parmak kadar fazla kırılmış ceviz
1 Su Bardağı+çeyrek su bardağı Muhallebilik kadayıf

Şerbeti için gerekenler :

2 buçuk su bardağı şeker
2 buçuk su bardağı su
İnce bir dilim limon

Hazırlanışı :
Öncelikle şerbeti hazırlıyoruz,soğuması açısından.Tencereye şeker su ve limon dilimini koyun. Ocağa alalım kaynamaya başladıktan sonra yaklaşık 13-14 dk sonra altını kapatıp soğumaya bırakalım.

Çırpma kabına yumurta ve şekeri koyup 3/5 dk. kadar çırpalım. Sonrasında vanilya,kabartma tozu,yağ,un,irmik ve cevizi ekleyelim. Karıştırıp yazdığım ölçüde kadayıfı ekleyelim.
Borcamı yağlayıp harcı dökelim.
Fırını 190 derecede revanimizi pişirelim. Yaklaşık 30/40 dk.ds pişmiş olacaktır.Tatlıyı fırından çıkarınca ilk sıcaklığı gitsin. 5-10 dk. sonra soğuk şerbeti döküp en az 4-5 saat dinlendirelim.Sonrasında kesip servis edebiliriz.Afiyet olsun




Kabızlık ve Kurtulma Yolları






Merhaba sevgili takipçilerim sizler için sitemizde gerek diyet listesi gerekse iştah azaltıcı öneriler vererek formda kalmanız için çok özel yazıları yayınlamıştık. Bugün ise istediğiniz kadar diyet yapın istediğiniz kadar iştahınızı azaltmaya çalışın kabızlık sorununuza çözüm bulamadıktan sonra yaptığınız tüm çabalar emin olun boşa çıkacaktır. İşte tüm çabalarınızın boşa çıkmaması için sizlere kabızlık sorununu giderecek muhteşem önerilerde bulunacağım. Dilerseniz en basit şekilde kabızlık sorununuzu azaltacak önerileri özetleyelim.

1-Günde en az iki porsiyon meyve tüketin. Ama meyveyi kabuklarını soyarak değil kabukları ile tüketmeniz uzmanlar tarafından şiddetle önerilmektedir.


2-Gün içersinde mutlaka lifli ve posalı besinler tüketmeye dikkat ediniz.


3-Hem kabızlık için hemde sağlıklı bir yaşam için probiyotikli yoğut ve kefiri mutlaka beslenme listenize ekleyin.


4-Yatmadan önce 1 yemek kaşığı ev yoğurdu içine 2 çay kaşığı keten tohtumu ve pul biber (1 çay kaşığı) ekleyerek tükettiğiniz taktirde kabızlık sorununuzu azaltabilirsiniz.


5-Günlük öğün listenizde en az bir öğün sebze yemeği yapın.


6-Sofranızda salataya ve yeşilliklere yer açın.
7-Her öğünde ( sabah, öylen, akşam) yemekten en az on dakika önce mutlaka 2 bardak su için.


8-Kuru baklagiller kabızlık için tüketilmesi gereken besinler arasında yer alır.


9-Beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek tüketin.


10-Uzmanlar günlük en az iki litre su tüketmemiz gerektiğini söylememektedir. Kabızlık sorunu yaşayan kişilerde bu oran üç litredir.
11-Magnezyum ihtiyacınızı doğal yollardan sağlayın. Örneğin maden suyu, fındık gibi besinler ile takviyede bulunabilirsiniz.


12-Klasik çay yerine yeşil çay, rezene ve papatya çayını tercih ediniz.


13-Yürüyüş sağlıklı zayıflama ve diyet programında önerilmektedir; fakat kabızlık içinde yürüyüş ve egzersiz özelliklede karın egzersizi önerilmektedir.


14-Kabızlık sorunu için her gün tuvaletiniz olmasa bile ıkınarak tuvalette bir müddet beklemeliyiz.
Evet sevgili takipçimiz bugün kabızlık sorunu için sizlere oldukça faydalı olacağını düşündüğüm maddeleri bir araya getirdim. Eğer tüm uğraşlarınıza rağmen kabızlık sorununuzdan kurtulamıyorsanız mutla ama mutlaka bir uzman yardımı alın derim hoşçakalın.

24 Mart 2021 Çarşamba

Osmanlı'nın En Kudretli Kadınları!







Osmanlı'da "Kadınlar saltanatı", her türlü entrika ve büyük çapta mücadelelere sahne oluşunun yanında hayatta kalabilme mücadelesinin de verildiği bir dönemdi ...Kuşkusuz bu kadınların gücünde, ihtiraslarının yanında, kendilerini ve oğullarını korumak ve hayatta kalmak zorunda oluşları da etkili olmuştu.

 

Hürrem Sultan


İlgi çekici hayatıyla birçok film ve dizilere konu olan Hürrem Sultan, Osmanlı tarihinde nikah yapmış tek sultandır. Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan önceki nikahsız eşi Mahidevran Sultan'ı kıydığı bu nikahla arka plana atmıştır. Hürrem Sultan, padişahın yanında danışman olarak devlet işlerine destekte bulunmuştur.



                                

Mihrimah Sultan


Kanuni'nin Hürrem Sultan'dan olma kızı Mihrimah Sultan yaşamı boyunca devlet işlerinde çok söz sahibi oldu. 17 yaşındayken Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa'yla evlendi ve Rüstem Paşa bu evlilikten sonra sadrazam oldu.Kendisine derin bir aşk duyduğu söylenen Mimar Sinan, adına Edinekapı'da cami, çeşme, hamam ve medreseden oluşan Mihrimah Sultan Camii ve külliyesini yapmıştır.




Haseki Afife Nurbanu Sultan


Haseki Afife Nurbanu Sultan, II. Selim'in eşidir. Mihrimah Sultan'ın ölümünden sonra kendisi güçlenmiş ve söz sahibi olmuştur. O dönem devlete Venedik yanlısı politikalar uygulatmıştır. Bunun sebebi ise kendisinin Venedik asıllı olmasıdır. Uygulattığı bu politika, Osmanlı ile Venedik arasında uzun süren bir barış dönemi yaşanmasını sağlamıştır.





Haseki Safiye Valide Sultan


II. Murad'ın eşi olan Haseki Safiye Valide Sultan, eşinin padişahlığının ilk dönemlerinde Nurbanu Sultan ile birtakım sorunlar yaşamış, ancak Nurbanu Sultan'ın vefatından sonra bu sıkıntıları aşarak kendisini güçlendirmiştir.

Devlet işlerinde söz sahibi olan Valide Sultan, oğlu III. Mehmet'in padişahlık döneminde de baskındır. Bu dönemde Avrupa'ya yönelen Haseki Safiye Valide Sultan, İngiltere kraliçesi I. Elizabeth ile mektuplaşmıştır. Taht mücadelelerinin yaşandığı bu dönemde Valide Sultan'ın torunu Şehzade Murat sarayda boğularak öldürülmüştür.



Haseki Turhan Hatice Valide Sultan


IV. Mehmet 'in annesi olan Haseki Turhan Hatice Valide Sultan, Kösem Sultan'ın geliniydi ve o dönemde Kösem Sultan'ın en büyük rakibiydi. Taht mücadelesi burada da devreye girmiştir. Kösem Sultan, Turhan Sultan'ın gücünü yok etmek için IV. Mehmet'i tahttan indirmeye çalışmıştır. Bu girişimden haberdar olan Turhan Sultan destekçileri Kösem Sultan öldürüldü. Kıyasııya rekabet ise böylelikle son bularak güç Turhan Sultan'ın eline geçmiştir. Göreve Köprülü Mehmet Paşa'yı getirdikten sonra kadınların saltanatı son bulur...













Sumak Ekşili Maraş Çorbası (videolu)







Sumak Ekşili Maraş Çorbasının Malzeme Listesi

Hande'mle birlikte yapmıştık bu çorbayı yıllar önce yöresel bir yemek kıvamında bir çorbadır. Çok keyif alarak pişirmiştik. Pandemi yoktu insanlar birbirine gider gelirdi😔 ne güzel günlermiş kıymetini bilememişiz..

  • Bir kase, kırmızı mercimek

  • Bir kahve fincanı, yarma

  • Bir demet ıspanak

  • Beş bardak, mercimek ve yarmayı haşlamak için su

  • Çorbayı hazırlarken kullanmak için 3-4 bardak sıcak su

  • 1-2 yemek kaşığı sumak ekşisi

  • 4 yemek kaşığı, zeytinyağ tereyağ da kullanabilirsiniz.

  • Tuz

  • 2 yemek kaşığı nane. Arzuya bağlı olarak kırmızı biber


Sumak Ekşili Maraş Çorbası Tarifi


Öncelikle yarmayı haşlayalım, yarmalar acılınca içine kırmızı mercimeği ilave edip mercimekler haşlanana kadar pişirelim. Gerektikçe sıcak su ilave edelim. Haşlandıktan sonra içine sıcak su ekleyip sarımsak ve tuzunu ilave edelim. Bu aşamada sık sık çorbayı karıştırmatı ihmal etmeyelim. Ayıklanmış ve yıkanmış bir demet ıspanağı ince doğrayalım ve iyice özleşmiş olan çorbaya ilave edelim. Ispanaklar pişene kadar ara sıra karıştırarak pişirelim. Ispanaklar pişince sumak ekşisini ilave edelim, ayarını kendi zevkinize göre yapın. Beş on dakika kaynattıktan sonra bir tavaya zeytinyağını ve naneyi alalım hafif yakalım bu aşamada çok dikkatli olmak gerekiyor naneler yanmaması gerekir. Hazırladığımız sosu çorbaya ilave edelim bir iki taşım kaynatalım ve çorbamızı servis edelim. Afiyet olsun...



Gelinlik Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?


 


Biz bayanların ömürleri boyunca unutamayacağı anılarından biriside düğünü ve düğününde giydiği gelinliktir fakat yaşanan heyacandan dolayı vücudunuza göre gelinlik seçimi yapabiliyor muyuz? Acaba işte bu yazımız tam size göre yeni gelin adayları.


Tecrübelerime dayanarak sizlere önemli bilgiler vereceğim tavsiyelerimi dinlerseniz gelinlik seçtiğiniz dönem harika geçecek diyebilirim .


Eğer vücudunun dilini biliyor işen zaten gelinlik seçerken nelere dikkat edilmesi gerektiğini biliyorsun demektir ama eğer ben vücudumun dilini çözemedim diyorsan bu bilgiler tama sana göre işte üç altın kural senin için

Kural 1 vücudun tipi 


Her gelin kızımız gelinliğin üzerinde muhteşem durmasını ister en doğal hakkıdır da gelinliğini seçerken vücut tipine göre seç yeter bu da çöl basittir aslında çünkü dört ana vücut tipi vardır sen vücut tipini öğrendikten sonra seçtiğin sana yakıştığını bulduğun gelinliğe yakın modelleri seçmen yeterli olacaktır

Şimdi muhteşem bir gelinlikle atacağın adım için vücut gelinliği seçelim.



Kural 2 Hazır mı yoksa diktirmek mi?


Eğer moda dilinde pret -a porter hazır giyimde ise tailor made yani özel üzerinize göre dikim ister tasarımcıların seçimine göre giy istersen onların hazır dikltiklerini seç tabi ki seçimini etkileyen şeylerden birisi hesap yani kendi bütçen olacaktır bunu da hesaba katman gerekecektir.



Gelinlik modelinizi seçerken fiziğinizi düğün yerini ve tarzınızı düşünerek hareket etmelisiniz
Damat adayı işe uyum içinde olmanızda en önemli unsurlardan biri tabi mevsimde çok önemli gelinlik seçiminde bahar gelinlikler cıvıl cıvıl çiçekli uçuş uçuş tüller hafif pudra Renkli süslemeli olabilir mesela. Yazın gelinlikleri ise ince kumaşlı straplez dekolteli gelinlikler olabilir kışın ise saten tafta ziberlin ışıltılı ve pırıltılı olabilir sonbaharda ise romantik Soft bir hava vermesi çok iyi olacaktır
Gelinliği seçerken katalog yerine bilinçli bir uzmana sormanız ve deneyerek almanız çok iyi olacaktır
Orta boylu ve kısa boylu gelinlerimiz kabarık olmayan kuyruklu süslemeli küçük uzunlamasına gelinlikler seçmeli



İnce ve uzun gelinlerimiz kat kat şeklinde volanlı etekler boydan bütün drapeli iki parçalı da olabilir

Kilosu olan gelinlerimiz ise kulptan açılan parçalı ve evazeli etekli olması faydalı olacaktır kesinlikle belden aşağısı kabarık gelinlik modellerine bakmamaları lazım

Göğsü dolgun olan gelinlerimiz ise göğsü açık ve straplez dekolteli gelinliklere bakmamalılar.



Göğsü küçük olan gelin Adaylarımız ise basenli ve göğüs cipi sütyen kesimli olan ve göğüste drape olan kabarık aksesuarlarla büstiyerler terci etmeliler
Göğsü küçük olan gelinlerin, gelinlik tercihi şöyle olmalıdır, drape, sütyen kesimli modeller, kabarık ama hafif olmalı balenli, aksesuarlar ve büstiyerler tercih edilmeli.



Tabi tamamlayıcı aksesuarlarda gelinlik için çok önem taşıyor fakat en önemli olan hangi gelinliği giyerseniz giyin gelinliğinizi önemsemeniz ve sevmeniz benim gelinliğin ve çok mutluyum diyebilmeniz
Mutlulukla Kalın ....

Sizce Makyaj 💄 Yapan Kadınlarla Yapmayanları Ayıran Şeyler Neler?



Eğlenceli ve bilime oturtulmuş bir makale.
Günlük yaşamda makyaj yapmanın toplum içindeki değeri fazlasıyla değişken makyaj insanın en sade haliyle kendisini olduğundan farklı şekilde gösterme eylemidir.
Pekala makyaj yapan ve yapmayan kadınların arasındaki ayırım nedir?
Bilim dünyasının tespitlerine şaşıracak kadar ilginç .. Japonya'nın ünlü bilim adamlarından olan Dr. Ken Mogi ünlü kozmetik firması ile ortak araştırmasıyla çok tuhaf ve ilginç tartışmanın fitilini ateşlemiş oldu. 2014 yılında yayınlanmış olan. Araştırmanın sonuçlarına göre makyajın kadınlar üzerinde ve beyninde karma karışık işlemler yaratması bir gerçek . Şu şekilde ki resimlerimiz de makyajsız bir kadın ile aynada yansımasına bakmış olduğunu görüyoruz.
Bu demek ki beynin " kendini ödüllendirmelisin " mesajını verdiği. Bu şekilde beynin bu bölümü harekete geçmiş oluyor. Caudate Nucleus ismi verilen beynimizin bu kısmı kadınların beklentilerinin oluşmasına yol açmakta. Bu beklentilerin sonu ise kısa bir süre sonra eyleme geçmeye yerini bırakıyor. Ardından ise yerini hırs duygusu alıyor. Bu geçiş evresinde kadınların kendisini makyaj yapmaya ikna etmesine bir süreç olarak değerlendiriliyor. Diğer resimde ise kadının aynaya baktığında beyninde oluşan aktiveleri göreceksiniz. Dr. Mogi raporlarını bir kademe öteye taşıyor ve başka insanların makyajlı ve makyajsız kadına bakış açılarındaki ne şekilde tepkiler verdiklerini inceliyor. Her zaman makyajlı kadınlar çevredeki insanlar tarafından daha çok seviliyorlar. Bunun nedeni güzel göründükleri için değil toplumdaki yerleşen önyargı sebebinden dolayı makyajlı kadın iletişime açık görüşlü görünüyor.
Bu da insanda hakim bir kanıya varılmış. Makyaj yapan bir kadının kendisi için makyaj yaptığı değil çevre için başkaları için yaptığı görüşleri yerleşmiştir kafaya ve bu sebepten dolayı makyaj yapmayan kadının iletişim için kapalı olduğu düşünülüyor.
 Peki bu düşünce be kadar doğrudur ? Bangor ve Aberdeen üniversitesinde ortak şekilde yapılan bir çalışma yürütüldü. Dr. Mogi nin yaptığı tezini masaya yatırdırlar. 44 tane kadın deneğine ihtiyaçları olan bütün makyaj malzemeleri verildi ve gece dışarı çıkarken yapılabilecek makyajı yapmaları istendi. Kadınların hem makyajlı hemde makyajsız pozları çekildi . Ve kadınların bu pozları daha önce bu kadınlarla hiç tanışmamış erkeklere verildi. Sonuç çok net ve ilginç şekilde Dr. Mogiyi hakkı çıkarttı.
 Bunun ardından ikinci bir test yapıldı . Üç tane ayrı şekilde kadınların az makyajlı az makyajsız vede çok makyajlı pozları hem erkeklere hemde kadınlara sunuldu. Öncelik erkekler kadınlara oranla fazla makyajsız kadınları tercih ettiği ve kadın ve erkek grubunun da az makyajlı kadınları tercih ettikleri ortaya çıkartıldı.
 Anlaşılan Dr. Mogi haklı çıkmış oldu ancak çok fazla makyajlı kadın çok tercih edilen kadın olmak anlamını taşımıyordu. Dr. Ken Mogi' ye göre kadının beyni makyajsız haline katlanabilmek için dopamin salgılamak zorunda kalıyor. Anlayacağınız kadın mutluluk hormonlarına gereksinim duyuyor.
Bir kadın makyaj yapıyorsa beynin salgılamış olduğu dopamin yeterli olmuyor. Ayrıca bu durum kendisiyle barışık olmayan kişilerdede görülen bir durum. Kanebo kozmetik araştırmacılarından Keishi Saruwatari açıklamasında makyaj yapmayan kadınlardan korkun diyor. Çok ilginç... Diğer yandan bilimsel çalışma ve araştırmalara göre makyaj yapmayan hallerini gördüğünde bu durum ile baş edebilen kadınların beyinleri fazlasıyla farklı şekillerde açılımlar yapabiliyor. Araştırmacılara göre işte olsun sporda olsun yada herhangi bir alanda karşı rakibiniz makyaj yapmamış bir kadınsa eğer biliniz ki o kadın hedefine kilitlenmiş bir kaplan gibidir. Anlaşıldığı gibi bir anlamda özgür bırakılmıştır. Beynini kendisi ile alakalı kaygılardan arındırmış olduğundan farklı şekillerde açılımlar yapabilir. Ne desek şimdi bilemedim çevremizde görüyoruz her gün suratını makyaj bombardımına tutarak ofisine okuluna sokaklarda görüyoruz kadınlarımızı. Birde bakıyoruz ki yüzünü boya ile dolduran kadın birden en şade haliyle toplum içine çıkmaya başlıyor. Korkmak mı lazım şimdi o kadından yorumu size bırakıyoruz .

23 Mart 2021 Salı

Malatya Usulü Lahana Sarması Tarifi



Lahana sarması sarma tariflerinin arasında en lezzetli olanıdır bana göre. Bizim evde asma yaprağından daha çok lahana ile sarılan yapılırdı çocukluğumda. Rahmetli annem, o güzel elleri ile oturur, saatlerce sarardı bıkıp usanmadan. Çok çalışkan bir kadındı, hiç boş durmazdı, 86 yaşında kaybettik, son günlerine kadar hep verimli olmuştur. Oturduğunda bile elinden el işi düşmez, tüm aileye koca koca kilim denecek ebatta paspaslar örerdi. Hal böyle olunca, ben ve kızımda ona benzedik hiper aktif derecesinde aktif insanlarız. Annemden öğrendiğim Malatya Usulü Lahana Sarmasının malzeme listesi ve tarifine geçmeden önce püf noktalarına değinmek isterim. Lahanalarını haşlarken fazla haşlamamaya özen göstermeliyiz, bir tarafını bir kaç dakika diğer tarafını da bir kaç dakika haşlamanız yeterli gelecektir. Bir arkadaşım, haşladıktan sonra dondurucuda bekletiyormuş, kullanacağı zaman akşamdan çıkarıp açılmasını bekliyormuş. Bu şekilde sarması daha kolay oluyormuş, tıpkı baklava yufkası gibi düz oluyormuş ve ayrıca çok dayanıklı oluyormuş.

Malatya Usulü Lahana Sarmasının Malzeme Listesi

Kıyma, yarım kilo (çok ince kıyılmış satır kıyma kullanabilirsiniz)
1 adet kuru soğan
Yarım kilogram kıyma (dolmalık)
340 gram (2 su bardağı) pilavlık bulgur
Tereyağ 1 yemek kaşığı
Tuz
Karabiber
Lahana (1 tane)
Ilık su (yoğururken kullanmak için)

Sos malzemeleri:

Domates salçası (1 yemek kaşığı)
Biber salçası (1 yemek kaşığı)
Zeytinyağı
Tercihe bağlı olarak:
Tencerenin dibine dilerseniz, kaburga. Bu kaburgalar sarmaya lezzet verecektir.
Yine arzu ederseniz, çok az bir miktar kuyruk yağı ekleyebilirsiniz.

Malatya Usulü Lahana Sarması Tarifi

Önce lahanayı haşlayalım, lahananın boyutuna göre ikiye ayırabilirsiniz. Veya yaprak yaprak ayırabilirsiniz. Lahanalarını haşlarken fazla haşlamamaya özen göstermeliyiz, bir tarafını bir kaç dakika diğer tarafını da bir kaç dakika haşlamanız yeterli gelecektir. Daha sonra soğuk suya alalım lahanaları.
Soğanı çok ince doğrayalım karıştırma kabına alalım, kıymayı ve tüm iç malzemeleri ilave edelim azar azar su ekleyip yoğuralım.
Lahana yapraklarının arasında bulunan kalın damar kısmını ayıralım. Lahana yaprağının büyüklüğüne göre bölelim, orta büyüklükte yaprağa iç harçtan koyalım ve rulo şeklinde saralım. Annem bu aşamada elinde sıkar öyle tencereye dizerdi, tüm lahanaları bu şekilde saralım ve tencerenin alt kısmına önce kaburgaları daha sonra üzerine bir yaprak serip sardığınız lahanaları dizin.
Bir kapta yağ ile salçaları soteleyin, hazırladığınız sosu dökelim ve uygun bir kapakla sarmaları kapatmış olmamız gerekiyor. Suyunu ilave edin, koyacağınız su dolmaların üzerini biraz geçecek şekilde olmalı. Önce harlı ateşte, kaynamaya başlayınca kısık ateşte pişirin. Servise sunarken üzerine yoğurt dökerek servis edebilirsiniz.

Uyku Sorunu, Zeki İnsanların Lanetidir..





Hayatımızın büyük bir kısmını uykuda geçiriyoruz. Peki uykuda geçirdiğimiz süre nitelikli mi veya doğru uykunun zamanı var mı?
Gece geç yatsanız da gündüz geç kalktığınız halde bir türlü uykunuz alamıyorsunuz.

Sürekli uykusuz ve sersem bir halde dolaşıyor ve çok sınırlı oluyorsunuz. Tüm bu soruların cevabını sizlerle birlikte bende öğreneceğim. Uzmanlara göre doğru saat diliminde uyumanın uykunu kalitesini arttırdığı kanıtlanmış. Tüm bu olumsuzlukları sebebinin hangi vakitte yattığınız ile alakalı olması oldukça şaşırtıcı ne dersiniz?

Bugün sizler için hazırladım yazımda uzmanların önerilerine dayanarak, çok az uyuyarak çok daha uykumuzu almış bir şekilde uyanmanızı sağlayacak önerilerde bulunacağım. Öncelikle uykusunu ne kadar uzun olduğu değil hangi zaman diliminde uyudunuz önemlidir. Bir günde düzgün bir uyku için sadece iki önemli vakit vardır.

Bu vakitler öğlen saat 12.00 ile 14.00 saatleri arası yaklaşık yirmi, yirmi beş dakikalık bir kestirme, diğeri ise ne vakti 22 00 ve 03. 30 arası vakitler arasındaki vakitler. Bir çok alimin açıklaması Hz. Muhamedin öğle vakitlerinde yaklaşık yarım saat uyuduğunu ve öğle vakti uyumanın sünnet olduğudur. Günümüzdeki bilim adamları da öğle vakti yapılan kısa süreli bir uykunun çok daha uzun bir zaman uyumuş gibi hissetmenizi sağladığıdır.

Eğer vücudumuz için gerekli bu iki zamanda özellikle de gece saat 22.00 ile 03.00 arasında uyursanız sabah çok daha erken ve çok daha dinç kalkabilirsiniz. Gece uyumamız gereken saatlerin dışında sizde için birkaç uyarıda daha bulunmak istiyorum. Uyku esnasında mümkün olduğunca odanızı karanlık tutmanız gerekir. Gece lambaları ve loş ışıklar beyne sürekli uyarı vererek derin uykuya geçmemize engel olabilir. Gece uykusuna geçmeden önce kesinlikle yeme alışkanlığımızı azaltmalıyız.

Tıka basa dolu veya tok bir mide sindirim ile uğraştığı için uykuya geçişi zorlaştırır. Evet, sevgili hanımlar sağlıklı bir vücut ve sağlıklı bir bağışıklık sistemi için en önemlisi de ruh sağlığımız için mutlaka uyku düzeninizi oluşturun ve uyku düzenini bozacak alışkanlıklarınızdan kurtulun.

Sağlık kategorimizde en önemli bilgiler ve daha önce duymadığınız önemli makaleler de tekrar buluşmak üzere Şimdilik hoşçakalın.


 

Limon 🍋 Turşusu Tarifi

Her derde deva olan limonun 2 tane turşu tarifini paylaşacağım umarım denersiniz. İlk tarifinin malzemeleri elinizin altında olan malzemeler yapılışı çok kolay.

Tarif:1


Malzemeler:
 
  • 2 tane limon
  • 5 çorba kaşığı tuz
  • 1\2 çay bardağı zeytinyağı
  • 3 su bardağı su
Tarif
Öncelikle limonlar yuvarlak dilimler halinde doğrayalım. Daha sonra limonun her İki tarafını da tuzlayalım. Cam bir kavanoza düzgün bir şekilde dizelim. Üzerineni aşacak kadar su koyalım. Daha sonra zeytinyağını ilave edin bu arada dikkat edilmesi gereken hava girmemesi. Kapağı iyi kapatıp yirmi gün bekletelim.  Süre sonunda dilerseniz dilim dilim dilerseniz zeytinlerin üzerinde tüketebilir siniz afiyetle🥰




Bu faydalı besinden her türlü yararlanabiliriz. Reçeli yapılır da turşusu yapılmaz mı. Genelde Kuzey Afrika ve özellikle Hindistan'da ilaç olarak kullanılmaktadır Limon turşusu. Dünya mutfaklarında faydasından dolayı çok sık tüketilen ve hazırlanan bir besindir. Bilindiği üzere limonun hayatımızdaki yeri ve sağlığımız için vazgeçilmez bir besindir. Her şekilde kullanımı mümkündür . Salatada , meyve suyu olarak yada farklı şekillerde kullanılır.

Tarif:2

Peki bu faydalı turşu hazırlanışı ve malzemeleri nelerdir?

Altı tane limon
Bir yemek kaşığı kadar Kaya tuzu
Bir tane cam kavanoz

Limon 🍋 Turşusu Tarifi

Altı adet limonu uç kısmında. X şeklinde derin olarak keselim. Üzerine bastırıp ikiye bölelim. İçerisine bir yemek kaşığından az olacak şekilde Kaya tuzu atalım. Diğer yarısı içinde aynı işlemi uygulayalım.
Bütün limonları bu şekilde hazırlayalım. Kavanozun dibine biraz tuz atalım ve limonu sıkıca bastırıp dolduralım ve yerleştirelim.
Uygulanan işlem bittikten sonra üzerine yine tuz serpelim. Kapağını kapatıp üç gün bekletelim. Ve bu üç gün limonları bastırıp limonun suyunu içinde kalmasını sağlayalım. Üç günün ardından buzdolabına alalım. Üç hafta sonra turşu hazır olacaktır.
Üç haftanın sonunda buzdolabından çıkartıp kavanozdan alalım. Ve süzdürün. Çekirdeklerini ayıklayıp içini boşaltalım. Ve kabuk kısımlarını doğrayalım.
Dilediğiniz zaman tüketmek isterseniz tuzundan arındırmak için yıkayın ve kabukların etli yerlerini çıkartıp dilediğiniz yemeklere ve içeçeklere atın.
Turşunun kabuklarını 5 ay buzdolabında muhafaza edebilirsiniz. 

Hayatımızı Kabusa Çeviren İllet: Sinir Sıkışması



Sinir sıkışması değince ilk önce sinirin ne olduğunu çok iyi anlamamız gerekmektedir. Sinir aslında tek bir doku değildir her hangi bir bölgenin dokusu değildir. Beynimizi pil olarak düşünelim bu pilin ucu ta kuyruk sokumuna kadar ana kablolarla bağlı birbirine. Omurilikten çıkan sinirler ta tırnak ucuna kadar gider. Aslında beyin-omurilik-sinir olarak bunlar tek başına dokudur. Sinirin beyine uzantı olarak söyleyebiliriz. Sinir nerede sıkışırsa bu pilden oraya giden elektriğin voltajı yani beyin iletisi düştüğü için dolayısı ile bunla ilgili arazlar ortaya çıkar. Buna da sinir sıkışması denir.


Sıkışan sinirlerin gittiği yerle bağlantılı olarak bulunduğu bölgeye göre değişir. Mesela bir omurilik sıkışmasından bahsedecek olursak, bel fıtığı boyun fıtığı gibi. Diyelim ki boyunda bir sinir sıkışması var, boyundan kola giden sinirleri etkilenmesini yarattığı için kolda:

  • His kaybı

  • Güç kaybı

  • Refleks kaybı

  • Beceri kaybı

  • Yazı yazamamak

  • Eşya tutamamak

  • Gibi belirtilerle kendini gösterir. Beldeki bir sinir sıkışmasında:

  • K alcadan topuğa doğru ağrı hissedilmesi.

  • Ayakta his kaybı, güç kaybı

  • Ayakta boşlama

  • Ayakta burkulma

  • Diz boşlama

  • Tuvaletini yapamam veya tutamama


  • Gibi sıkıntılar yapabilir. Bunun dışında diyelim ki dirsekte yada el bileğinde yani beyinden aşağıya giden siniri biz nerede ezersek oradan aşağısına beyin iletisi yeterince gitmediği için oradan sonraki organlarımızda kusurlar başlar. Bunlar hep his kaybı, güç kaybı, beceri kaybı şeklinde kendini gösterir.

22 Mart 2021 Pazartesi

Bir Tiryakinin Sigara Bırakma Günlüğü


TİRYAKİNİN SİGARA BIRAKMA GÜNLÜĞÜ

Eğer sigara kullanmıyorsanız, aman başlamayın, bırakmanın ne kadar zor olduğunu trajikomik olan yazımızda göreceksiniz. En iyisi hiç başlamamak, yüksek bağımlılık yapan bu illeti yardım almadan bırakmak hayal aslında, çevremizden iste olur sözleri çok havada kalıyor. Bakın yardım almadan bırakmaya çalışan insanın başına neler geliyor:) 

Sevgili günlük, Bu sabah Hürriyet´in Kelebek ekinde sigarayı bırakmanın vücuda yaptığı olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olası tiksinmeme rağmen nedense coşup sigarayı bırakmaya karar verdim. Kararım kesin, sigarayı bırakıyorum. Bu kararımın vücuduma etkilerini gösteren tabloyu başucuma astım. İçimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedeceğim. Şimdi masanın üzerindeki dolu sigara paketini buruşturup çöpe sallıyor ve sağlıklı gürbüz bir kişi olma yolundaki ilk adımımı atıyorum.

SEKİZİNCİ SAAT

Sevgili günlük,
Tabloya göre sigarayı bıraktıktan sekiz saat sonra tansiyon ve nabız normale dönüyormuş. İnanır mısın, bunu hissediyorum sanırım. Tamam, tansiyon ve nabzımın bundan sekiz saat önceki halinde de anormallik hissetmemiştim,ama normale dönmesi iyi bir şey herhalde. Coşkumu paylaşmak için Teoman´ı aradım, sigarayı bırakmama “geçici Ubeyd Korbey sendromu” adını taktı. “Oğlum” dedim, “bak tam sekiz saattir sigara içmiyorum, tansiyonum ve nabzım cillop gibi oldu”.
Bunu söyleyince kendi nabzının ve tansiyonunun da harika olduğunu söyledi, meğer sekiz saattir uyuyormuş. Yavşak işte, ben ne diyorum o ne diyor. Yalnız laf aramızda, kafama takıldı gerçekten, demek ki günde sekiz saat uyuyan bir sigara tiryakisinin tansiyonu ve nabzı da günde bir kere normalleşiyor. E peki, tansiyon ve nabız günde üç kez normale dönemeyeceğine göre benim kazancım ne bu işten? Demek ki, savaşı erken bırakmayacaksın. Yoksa Teoman itinden ne farkım kalır? Onun tansiyonu da normal, benimki de…. Neyse, bakıcaz….

ONUNCU SAAT

Sevgili günlük,
Sigarayı bırakırken başlangıcın çok zor geçtiğini duymuştum. Hiç de değilmiş. Az önce yemek yedim, iştahım açılmış, yemeklerin tadını daha iyi aldım. Yıllardır ilk kez yemeğin üzerine sigara içmeyeceğim.

ON BİRİNCİ SAAT

Acaba azaltarak mı bıraksam? Sadece yemeklerden sonra içsem mesela? Yok yok, dayanmam lazım. Kuruyemişçiye gidip kabak çekirdeği alayım, oyalanırım.

ON ÜÇÜNCÜ SAAT

İki saattir aralıksız kabak çekirdeği yiyorum. Ve bir de yıldıran dejavu: “abi bu çekirdeğe elini sürünce bırakamıyorsun.”

ON DÖRDÜNCÜ SAAT

Kabak çekirdeğini bırakınca yemekten sonrakine benzer bir sigara içme isteği uyandı. Çöpe attığım sigara paketini ararken telefon çaldı, Teomanmış. “Sağlığında yeni düzelmeler var mı?” diye sorup kahkaha attı .Vay ayı vaaay, sigarayla mücadelemde başarısız olmamı bekliyor demekki. Bu beni sinirlendirmekten çok kamçıladı. Ulan Teoman, görüşürüz bakalım. İlk işim sigara paketinin olduğu çöp torbasını evden atmak

ON YEDİNCİ SAAT

Sevgili günlük,
Kendimden utanıyorum. Az önce kapıdaki çöp torbasını geri almaya karar verdim, kapıcı götürmüş. Kararsızım, sigarayı bırakanların sinirli olmaya başladığı ve kilo aldığı söyleniyor. Şişman ve sinirli biri olup Hüseyin´e benzemeyeyim sakın?

YİRMİ DÖRDÜNCÜ SAAT

Sevgili günlük,
Biliyor musun, sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra kalp krizi riski yüzde 25 azalıyormuş. Fena değil ha, ne dersin? Teoman´ı aradım az önce, sana en fazla 15 gün veriyorum dedi. Kalp krizi riskinin azalmasından sözettim, güldü. Gül bakalım Teoman efendi, gül… Gidip kabak çekirdeği alayım.

İKİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Dün çok kötü geçti. Kuruyemişçiye gidip bir kilo kabak çekirdeği aldım. Gazeteleri çıkmadan okusaydım keşke, Hıncal Uluç köşesinin yarısını “kabak çekirdeğinin cinsel güce katkıları”na ayırmış. Allah'ım, ya kuruyemişçi de okumuşsa yazıyı? Ulan yüz gram al çık, bir kilo niye alıyorsun? Bundan sonra o dükkanın önünden geçemem.

ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Çok güzel bir gündeyiz. Sigarayı bırakmamın üzerinden 72 saat geçti, yani sinir uçlarım bugünden itibaren yenilenmeye başlıyor. Daha da güzeli, sevgilim geliyor. Bugün biraz sinirli gibiyim, kızın yanında arıza yapmasam bari…

DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Dün ne güzel başlamıştı hatırlarsın, ama korktuğum başıma geldi ve sevgilimle kavga ettim. Her şey iyi başlamıştı halbuki. Bir ara dışarı çıktık, ben sosisli sandviç almak istedim, hanımefendi karşı çıktı. Neymiş, yürüyerek yemek yenilmezmiş. Durduk yerde kavga çıktı. Sonunda dayanamayıp karşıdaki lokantaya gittim ve patlıcan musakka söyledim. Garson tabağı getirir getirmez hatunun yanına koştum ve “yürüyerek yemek öyle yenmez böyle yenir” diyerek elimde tabak yürümeye başladım. Bir yandan da musakkayı yemeye çalışıyorum. Kız kaçmaya başladı, ben de peşinden koşuyorum. Bir ara ağzımdan köpükler çıktığını farkedince durakladım. Elimdeki tabağı çöpe atıp eve döndüm. Sevgilimin telesekreterine not bıraktım, umarım arar.

BEŞİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Bu sabah İstikbal´den çek-yat gelecekti, öğlene kadar bekledim, ne gelen var ne giden. Birden sinirlerim tepeme çıktı, elimde odunla beklemeye başladım. Hayır, niye sözünde durmuyorsun kardeşim? Sabah dediysen sabah getir. Adamlar saat üçte geldiler, ben odunla kapıya çıkınca tedirgin olup kaçtılar. İstikbal´i arayıp siparişi iptal ettim, Seray´ı var Mobella´sı var canım, banane yani…

ALTINCI GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilim aradı, bana çok kızgın olduğunu söyleyip bir çuval zır zır yaptı. zaten ona moralim bozuk, bir de Teoman gelip karşımda fosur fosur sigara imesin mi? Dumanı suratıma üflediğinde çaktırmamaya çalışarak içime çekmeye çalıştım. Ulan özlemişim be…

YEDİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Kabul etmem gerekir ki bugün çok sinirliydim. Gevşemek için televizyonu açıp belgesel izlemeye başladım. Discovery Channel´da Timsah Avcısı diye bir lavuk var, 10 dakika dayanamadım herife. Eline bir yılan almış, yılan çıtır çıtır ısırıyor, bu gevrek gevrek gülüyor. Neymiş, yılan zehirsizmiş.Ya arkadaşım, zehirsiz diye ne bu yani? National Geographic´I açıyorum, zürafalar var, daha iyi. Ama zürafalardan, Mary ve ailesi diye söz ediliyor. Allah belanızı versin hepinizin. Süt içip uyumaya karar veriyorum, süt şişesinin üzerine “lütfen çalkalayınız” yazmışlar. Çal-ka-la-mı-yo-rum. Mecbur muyum lan sizin şişenizi temizlemeye. Para almasını biliyorsunuz eşşoğlueşşekler sizi be! Akşam arkadaşlarla bira içmeye gittik. Buinsanlarne kadar anlayışsız var ya günlük, aklın oynar.Ulan zaten sigarasız bira içiyorum, beynim sulanmış, hala üzerime geliyorlar. Masada ideolojik hadise çıktı, dışarı kadar uzadı. Tartışma sorun değildi de “sigarayı bıraktığındanberi kilo aldın lan kocagöt” deyince dayanamayıp kafa attım Teoman´a. Yapmasam iyiydi.

SEKİZİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Teoman arayıp bir daha benimle görüşmek istemediğini söyledi. Çok umurumdaydı lavuk. Gereken cevabı verdim zaten. Bu arada, gazetede okudum yine. Sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden bahsediyordu. Azaltarak bırakma ve marka değiştirerek bırakma maddeleri ilgimi çekti. Acaba? Ama yok yok, bu kadar dayandım, gerisini getirmek lazım.

DOKUZUNCU GÜN

Sevgili günlük,
Sana ne zamandır sevgili günlük diye seslenmediğimi farkettim. Oysa sen bu dünyada beni anlayan tek varlıksın, tek dostumsun. Bugün ne oldu biliyormusun, sevgilim beni terketti. Alçak kadın, Manyaklaştığımı söyleyip ayrıldı benden. Bu arada kabak çekirdeğinin bokunu çıkardım, her tarafımda sivilce çıktı.

ONUNCU GÜN

Sevgili günlük,
İki gün önce, sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden sözetmiştim. Ben iki yöntemi birleştirip hem marka değiştirdim hem de azalttım. Günde üç tane yemeklerden sonra Parliement içiyorum. O kadar zaman sonra ilk içilen sigaranın bir güzel kafası var, şaşırırısın.

ON BİRİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Kendime bir iyilik yapıp sigarayı beşe çıkardım. Ha üç, ha beş. Eskiden günde bir paket içiyordum, şimdi beş tane içiyorum. Yine kazançlıyım yani…

ON İKİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Bugün gazetede Amerika´da yapılan bir araştırmayla ilgili haber okudum. Habere göre günde 10 taneye kadar sigaranın çok fazla zararı yokmuş. Üstelik sigaranın markasını değiştirmekten falan da bahsedilmiyordu. Madem öyle günde 10 tane Camel içebilirim.

ON ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilimi ve Teoman´ı arayıp özür diledim. Sevgilim, bir süre daha görüşmek istemediğini söyledi. Ağzımdan köpükler çıkarken koşturduğum sahneyi unutamıyormuş. Haklı kız, bir şey söyleyemedim. Teoman aramızda geçen hadiseyi sigaraya yordu, ona göre yavaş yavaş sigara içmeye başlayınca beynim tekrar faaliyete geçmiş. Neyse barıştık ve yarın akşam buluşmaya karar verdik.

ON DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Teoman´la ocakbaşına gittik. İçtiğim sigaraları saymadım. Teoman´ın da dediği gibi, sigaranın zararlarını bilerek içiyorum, kime ne? Sana da soruyorum günlük, sana ne?

ON BEŞİNCİ GÜN

Sevgili günlük,
Püfür püfür içiyorum sigaraları. Bir de, “sigaraya tekrar başlayınca ne olur” tablosu yapmaya başladım. Sevgilim de bir daha sigarayı bırakmayacağım sözünü verince geri döndü. Elveda günlük, bir daha işim olmaz seninle.

Alıntı



OKUYUP BEĞENDİYSENİZ FACEBOOK’TA ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN!