24 Ocak 2017 Salı

Arada ki Köprü...

Arada ki Köprü...


Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardi.

Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık bas gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu.

İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar, yıllardır ortaklasa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da ayırdılar.

Küçük bir yanlış anlama sonucu baslayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık, giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini, karşılıklı kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı. Bunun arkasından da beklenenler oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra da ürkütücü bir sessizlik yasanmaya basladı. Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi.Elinde büyük bir marangoz çantası vardi.

Ev sahibinden geçici bir is istedi:

-Yapılacak ufak tevek bir isiniz varsa, size yardımcı olmak isterim,dedi.

-Elimden hemen her is gelir. Birkaç Gün çalışırım, işi bitiririm.Büyük kardeşin aklına o an bir “is” geldi.

-Evet, sana göre bir isim var` dedi ve küçük kardeşinin çiftliğini işaret etti.

-Su derenin karsısındaki çiftlik, komşumun dur. Daha doğrusu,benim küçük kardeşime aittir o çiftlik.

Geçen haftaya dek benim çiftligimle onun çiftligi arasinda bir otlak vardi.Sonra o, buldozeriyle oraya Irmak bendi
yaptı ve simdi aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere var.Is isteyen adam, büyük kardeşin söylediklerini dikkatle dinledikten sonra sordu:

-Benden ne yapmamı istiyorsunuz? dedi.Büyük kardeş önce kuşkusunu, sonra da kararını açıkladı:

-Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış olabilir,dedi.-Fakat simdi ben, onun yaptırandan daha büyük bir şey yapacağım. Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi: -Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum , dedi.

-Kaç gün çalışırsan çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın. Is arayan usta, başını salladı:-Sanırım durumu anladım, efendim, dedi.
-Simdi bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen isime başlayayım. Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise, tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde çalışmaya koyuldu.

Aksam güneş batarken o isini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi acildi. Karsısında, yapılmasını istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki Ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla “usta isi” denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu. Büyük kardeş, hala geçmeyen şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin, komsusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki yana açmış olarak köprünün karsı ucundan kendisine dogru yürüyordu.-Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin, dedi ağabeyine
-Simdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel…
Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta olan ustayı gördü.

-Gitme, dur, bekle, diye seslendi ona.

-Sana yaptıracağım birkaç is daha var, çiftliğimde…

Usta gülümsedi; -Ben buradaki isimi tamamladım, gitmem gerek, dedi ve ekledi:-Yapmam gereken daha çok köprü var. Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasın, Köprüleri kurduktan sonra da, yıkılmaması için sık sık bakımını yapın, yani sevdiklerinize zaman ayırın, o köprü yoluyla sık sık gönüllerini ziyaret edin.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder